Akdeniz'in lezzetli baş belası: Mavi yengeç

DBC Podcast'in yeni bölümünde, sizinle Akdeniz çanağının bir başka istilacısı hakkında konuşuyoruz: Mavi Yengeç.

Bu seferki yatılı misafirimiz, Süveyş Kanalı vasıtasıyla Akdeniz'e girenlerden değil. Muhtemelen Amerika kıtasının batı kıyılarından kalkıp Akdeniz vasıtasıyla Hindistan tarafına giden bir geminin sintine sularıyla taşınmış bir yengeç türü.

Her ne kadar bazıları onu pavurya olarak bilse de pavurya bu yengeç değil. Peki bu podcast bölümünde nelerden konuşuyoruz?

 - Mavi yengeç Akdeniz'e nasıl geldi?
 - Mavi yengecin doğal yayılım alanları neler?
 - Mavi yengeç nasıl bir hayvan?
 - Mavi yengecin avcılığı, ve hatta yetiştiriciliği nasıl
 - Mavi yengecin yükselişi
 - Mavi yengecin Akdeniz'de ortaya çıkışı
 - Hangi devlet onu "su altının IŞİD'i olarak tanımladı?
 - Mavi yengecin Akdeniz'deki serüveni
 - Akdeniz neden önemli?

Umarım keyifli bir şekilde dinlersiniz. Dinlediğiniz için teşekkürler.

Istakoz fakirin yemeğiyken lüks sofraların vazgeçilmez yiyeceğine nasıl dönüştü?

Bir zamanlar denizin derinliklerinde sıradan bir yaratık olarak yaşayan ıstakoz, nasıl oldu da lüks sofraların vazgeçilmezi haline geldi?

Amerika'nın en ünlü şehri New York'ta, özel bir sosla servis edilen ıstakozun hikayesi ile başlıyoruz. Peki ya ıstakoz, Vikinglerin sofralarını süsleyen egzotik bir lezzet miydi? Savaş zamanlarında hangi ilginç dönüşümleri yaşadı ve kilisenin, ıstakozun yaygınlaşmasındaki rolü ne?

Denizden sofralara uzanan bu büyülü yolculukta, ıstakozun geçmişte neden itilmiş ve toplumun alt kesimindeki insanların daha çok tükettiği bir deniz ürünü olduğunu ve nasıl bir lüks haline geldiğini öğreneceksiniz.

İstakozun fiyatındaki dalgalanmaların yanı sıra, geleceğini şekillendiren iklim değişikliği ve çevresel faktörler de sizi şaşırtacak.

Istakozun kabuğunun altında yatan sırları keşfetmek ve denizlerin lezzetli hazinelerine göz atmak için hemen podcastimizi dinlemeye başlayın!

Balıklar neden şekil şekil. Peki neden?

Suyun altında yaşayan ve çeşit çeşit formlarda evrimleşmiş balıkların şekillerine dair gizemleri araladığımız bu bölüme hoşgeldiniz.

Deniz altı yaşamına dair farklı kanallardan izlediğiniz görseller sizi de büyülüyor mu? Şimdi orada gördüğünüz balıkları daha yakından tanıma zamanınız geldi.

DBC podcast'in bu bölümünde, balıkların çeşitliliği ve şekil değişikliklerinin ardındaki ilginç hikayeye odaklanıyoruz. Neden bazı balıklar iğ gibi uzun ve dolayısıyla hızlı, bazıları ise yassı ve kamufle olmaya adapte olmuş? Deniz altındaki farklı yaşam alanları ve beslenme alışkanlıkları balıkların görünümlerini nasıl oluyor da birer sanat eserine dönüşüyor?

Birlikte, geleneksel "balık" şeklini aşan yaratıcı formları keşfedeceğiz:

Yılan balıklarının yarıklarda ustalıkla dolaşmasının, hız canavarı orkinosun torpido şeklinin önemini, kumun altında kaybolan dil ve kalkan balıklarının mükemmel kamufle yeteneğinde vücut şekillerinin önemi, yüzgeçleriyle dikey yarıklardan geçebilen çipura gibi balıkların hikayelerini, Remoraların köpekbalıklarına yaptığı gizemli gezintileri ve daha fazlası!

Deniz altının kahramanları olan balıkların evrimini ve şekil değiştirmesini inceleyerek, su altındaki bu renkli dünyanın nasıl işlediğini anlamaya çalışacağız. İster akvaryumda sevimli bir çöpçü balığı olsun ister hızla okyanusları geçen bir barakuda, bu podcast sizi balıkların hayatının derinliklerine çekecek.

Caulerpa taxifolia / Katil yosun: Akdeniz'in başa çıkması gereken bir başka dert

Akdeniz'in büyülü dünyasına dalış yapıp oradaki güzellikleri... ve aslında pek de orada olmaması gerekenlerle tanışmaya devam ediyoruz.

Bugünkü konumuz Katil yosun: Caulerpa taxifolia.

Bu bölümde, suyun altının büyülü güzelliklerini keşfederken, aynı zamanda Pasifik ve Hint Okyanusunun doğal sakinlerinden birisi olan fakat bir kaza sonucu Akdeniz'e karışan katil yosunun ilginç hikayesine değineceğiz.

Akvaryumlar tarih boyunca pek çok kişinin evinde var olan ilgi gören bir hobi olmakla birlikte daha geniş kitlelere ulaşmak için daha büyük kapasitelerde yapılmaya başlanıyor. Bu da suyun altından daha fazla canlının bu akvaryumları evleri olarak bilmesini sağlıyor, hem de dünyanın farklı yerlerinden farklı türlerin.

Bu bölümü dinlerken tuzlu su akvaryumlarının kökenlerine dönüp, Avrupa kıtasının su altı merakını nasıl evirdiğini keşfedeceksiniz. Monako'nun sıradışı akvaryumundan, deniz yosununun serüvenine uzanan bir hikaye sizi bekliyor. Özellikle, C. taxifolia'nın akvaryumdan kaçtığı dönemde, Monako akvaryumunun başınki kişi size oldukça tanıdık gelecek.

Caulerpa taxifolia adlı deniz yosununun Akdeniz'e yayılmasını ve ekosistemin dengeleyicilerini nasıl etkilediğini dinleyeceğiniz bu bölümde C. taxifolia'nın sıra dışı hikayesine tanıklık edeceksiniz.

Akdeniz'in yerel türleri için oluşturduğu tehlike, deniz yaşamını nasıl etkiliyor? Bu katil yosunun etkisini en aza indirmek için neler yapabiliriz?

C. taxifolia'yı yakından tanıyarak, onunla birlikte yaşamayı öğrenmek ve Akdeniz'in mavi güzelliklerini korumak adına atılan adımları keşfedeceksiniz.

Ton balığının olayı ne?!

Dünyada tüketimi halihazırda devam eden en lezzetli deniz mahsullerinden biri olan ton balığının suyun altındaki ve üstündeki yolculuğunu keşfetmeye hazır mısınız?

Scrombridae ailesinin renkli üyelerinin her birisinin kendine has ve ilgi çekici dünyasında dolaşırken, aynı zamanda ton balığı türlerini, çeşitlerini ve ton balığının nerelerde, hangi koşullar altında yaşamaya çalıştıklarını da keşfedeceğiz.

Ton balığının avcılığı ve yetiştiriciliği arasındaki dengeyi anlayarak, sürdürülebilir ton balığı tüketimine nasıl destek olabileceğimizi öğreneceğiz.

Denizden soframıza uzanan bu serüvenin ayrıntıların hakkında bilgi sahibi olurken aynı zamanda, ağır metal yönünden güvenli olan ton balıklarını da keşfedeceğiz. 

Özellikle hekimlik meslek gurubundan pek çok insanın hakkında ileri geri konuştuğu ve uzmanlık alanları olmamasına rağmen üzerinde ahkam kestiği ton balığının ilginç, dinamik sağlık ve hatta lezzet dolu dünyasını keşfetmek için bu podcasti kaçırmayın! 

Yayında bahsi geçen FAO raporunu incelemek ve indirmek için fao.org adresini ziyaret edebilirsiniz.

Elektrikli balıklar: deniz altının en gizemli ve hakkında en çok şey merak edilen grubu

Elektrikli balıklar, su altı yaşamının hakkında en fazla şey merak edilen grubu ve dünyada yaklaşık 200 milyon yıldır yaşayan bu balıklardan toplam 350 kadar tür tanımlanmış halde.

Denizden Babam Çıksa podcast'in bu bölümünde, elektrikli balıkların gizemli dünyasına dalıyoruz.

Elektrikli balığın ne olduğundan, en çok bilinen elektrikli balıklara, elektrikli balığın elektriği nasıl ürettiğinden elektrikli balıkların nerede yaşadığına kadar pek çok farklı sorunun yanıtını alırken aynı zamanda elektrikli balıkların neden "elektrikli" olduğununu yanıtını da alıyoruz.

Deniz altı yaşamının bu en fazlam merak edilen grubu hakkında yeni bir şeyler öğrenmek isteyen herkesi bu podcasti dinlemeye davet ediyorum.

Podcastin içinde bahsedilen makalenin linki: cell.com

Denizanası sokması ve denizanası sokmasının ardından yapmamız gerekenler

Suya daldığınızda hepiniz en az bir kere bir denizanası ile karşılaşmışızdır.

Bazen şeffaf renkli, bazen de kendine has mavi yada mor gibi renklere sahip olan bu canlılar, çevre sularımızda doğal olarak varlar. Peki biz onları ne kadar iyi tanıyoruz?

Denizden Babam Çıksa Podcast'in bu bölümünde, Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz'de yaşayan denizanalarıyla tanışıyor ve onların dünyasına kısa bir bakış atıyoruz. Bunun yanında, insanlar ile olan en yaygın etkileşimleri olan denizanası sokmasının mekanizmasına, denizanası sokmasına karşı alınabilecek önlemlerden ve denizanası sokması durumunda yapılması gereken doğru davranışlara değiniyoruz.

Unutmayın, denizanasının evi adı üstünde, deniz. Biz ise denizde misafiriz. Deniz ile olan ilişkimizi saygılı tutmak zorundayız.

Türkiye karasularında yer alan denizanaları ile ilgili nitelikli bir TÜDAV kaynağına bluefuture kaynağından ulaşabilirsiniz.

Balon balığını yiyo muyduk?!

Balon balığı, #Akdeniz in başındaki en büyük sorunlardan birisi.

Akdeniz'in ekolojisine olan etkilerinin yanında, denizden fayda sağlayan kıyı toplumları için de oldukça büyük bir tehlike arz ediyor.

Bu podcast, balon balığının tüketimi hakkında dinleyenleri uyarmayı amaçlayan bazı bilgileri sunmasının yanısıra balon balığına neden temas edilmemesi, yenmemesi ve en nihayetinde eğer balon balığı avlanırsa bunun nasıl bertaraf edilmesi gerektiğine dair başlıkları taşıyor.

Süveyş Kanalı'nın açılmasının ardından Akdeniz'e girerek Akdeniz'i adeta talan eden balon balığı ile ilgili kulaktan dolma bilgiler yerine doğru olanları dinleyin.

Akdeniz tipi beslenme ve deniz mahsüllerinin bu beslenme tipindeki önemi

Akdeniz tipi beslenme, bitki bazlı gıdaları, sağlıklı yağları ve nitelikli protein kaynaklarını dengeli bir şekilde tüketmeye odaklanır.

Bu beslenme alışkanlığı, Akdeniz bölgesinde yaygın olarak uygulanan bir yaşam tarzıdır. Her ne kadar tipik bir isimle adlandırılsa da, Fas'tan İspanya'ya kadar, farklı beslenme alışkanlıkları ve ürün bulunabilirliğine bağlı olarak oldukça esnek ve değişkenlik gösterir. 

Bu podcastte, başlıca şu konu başlıkları hakkında konuşuyoruz; 

- Akdeniz tipi beslenme nedir?Akdeniz tipi beslenmede neler tüketiyoruz?

- Akdeniz tipi beslenmede öne çıkan özellikler nelerdir?

- Akdeniz tipi beslenmeyi öne çıkaran özellikler nelerdir?

- Deniz mahsülleri Akdeniz tipi beslenmenin neresinde duruyor?

Norveç'teki somon yetiştiriciliğinin kısa tarihi

Somon yetiştiriciliği, Norveç'in sıradışı bir ekonomik başarı öyküsü ve bu alandaki kazanımlarıyla su ürünleri yetiştiriciliğinin dünya genelinde bir referans noktası.

Bu podcast,Norveç'in somon yetiştiriciliğinde bir marka olurken karşılaştığı bazı zorlukları nasıl ele aldığını anlatıyor ve sektörün ülkedeki geçmişine ve gelişimine tanık oluyoruz, ayrıca Norveç'in somon yetiştiriciliğinde rekabet ettiği diğer ülkeler hakkında fikir sahibi oluyor ve Norveç'i somonda bir numara yapan şeylerin ne olduğunu öğreniyoruz.

Norveç'in somon endüstrisi, sadece kendi içinde büyüme sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ülkenin diğer sektörlerine de destek oluyor. Avrupa Birliği'ne olan ihracatı ve istihdam yaratma potansiyeliyle Norveç ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Tüm bu unsurlar, dinleyicileri heyecanlandıran, bilgi ve keşif dolu bir podcast deneyimi sunacak ilgi çekici bir konuyu oluşturuyor.

Çocuklarınıza balık yemeyi nasıl sevdirirsiniz?

Çocuklara balık sevdirmek pek de kolay bir iş gibi görünmüyor fakat, doğru yaklaşım ve yöntemlerle bunu başarmak mümkün.

Çocuklara balık ve diğer deniz mahsüllerini sevdirmekle ilgili karşılaşılan pek çok yöntem olmakla birlikte, en çok tercih edilen ve göreceli olarak en basit olanlar bu podcastte.

Deniz mahsüllerini çocuklara sevdirmek biraz zaman ve çaba gerektirecektir. Her çocuğun damak tadı farklı olduğu için denemeler yapmak ve çeşitli yaklaşımlar denemek önemlidir.

Doğru yaklaşım ve yöntemlerle çocukların balık yemeyi seveceğine inanıyorum. Bu süreçte sabırlı olmanız ve çocuğunuzun tercihlerini göz önünde bulundurmanız önemlidir.

Hazırsanız bunların neler olduğuna bakalım.

Midye ne zaman zehirler ve deniz mahsüllerinden zehirlenmemek için neler yapmalıyız?

Bu hafta, midye tutkunlarının dikkatle dinlemesi gereken bir konuyu ele alıyoruz: Midye ne zaman zehirler ve deniz mahsüllerinden zehirlenmemek için nelere dikkat etmeliyiz?

Denizden sofralara uzanan bu lezzetli kabuklu Türkiye'nin kıyı kentlerinde dolma formunda sıklıkla bulunurken Avrupa'nın sofralarına ise daha farklı formlarda yer alarak kapsamlı bir yayılım gösteriyor.
Ancak, midyenin zehirlenmelere yol açabilen tehlikeleri ve nasıl korunabileceğimiz konusunda çoğumuz yeterli bilgi sahibi değiliz.

Bu nedenle midyenin gizemli dünyasına dalarken, hangi koşullarda midyenin zehirlenebileceğini öğrenecek ve güvenli tüketim için alabileceğimiz önlemleri keşfedeceğiz. Ayrıca, midyenin sağlığımız için ne kadar önemli bir protein kaynağı olduğunu ve neden midyenin temiz ve güvenli kaynaklardan tüketilmesi gerektiğini de keşfedeceğiz.

Hamileyken deniz mahsüllerinin tüketimi nasıl olmalı?

Bu podcast bölümünde, hamilelik döneminde deniz mahsülleri tüketimi konusunu ele alıyoruz.

Pek çok hamile kadın, tüketim alışkanlıklarını kontrol altına alırken deniz mahsüllerini genellikle çıkarma eğilimindedir. Ancak, hamilelik sürecinde deniz mahsüllerinin tüketimiyle ilgili faydaları ve riskleri anlamak önemlidir.

Deniz mahsüllerinin besin değerine, protein kaynağı olmalarına ve bebeğin beyin ve göz gelişimi için gereken omega-3 yağ asidi (DHA) içeriğine değiniyoruz. Ayrıca deniz mahsüllerinde bulunan ağır metallerin kontaminasyonu konusunu ele alıyor ve güvenilir kaynaklardan deniz mahsülleri temin etmenin önemini vurguluyoruz.

Sağlıklı bir hamilelik diyeti için bilinçli seçimler yapmanızı sağlayacak bu podcast bölümümüze davetlisiniz.

Kudüs: Akdeniz'in kadim şehirleri ve deniz mahsülleri

Kudüs, Akdeniz'in kadim ve kutsal şehirlerinden biri ve semavi dinler için büyük öneme sahip. Kudüs, zengin bir kültüre ve mutfak geleneğine sahip ve deniz ürünleri mutfağı Kudüs'ün Akdeniz'e olan yakın konumu nedeniyle ve tarihi ticaret geçmişi nedeniyle gelişmiştir.

Kudüs'ün deniz ürünleri tüketiminin Tunç çağına kadar uzandığı bulunmuş. Roma İmparatorluğu döneminde balık yemekleriyle ünlü olan Kudüs'te, bugün dahi bilinen bazı yemeklerin kökenleri o döneme dayanıyor. Örneğin, Şemşet adlı kızarmış balık yemeği ve Mahşi adlı dondurulmuş balık yemeği Roma çağından beri bilinmekte.

Kudüs, tarih boyunca çeşitli düşüşler, savaşlar ve hastalıklarla karşılaşmış ve deniz ürünleri mutfağı da bundan kaçınılmaz olarak etkilenmiştir ancak 19. yüzyıldan itibaren toparlanma eğilimi göstermiştir. İsrail'in Akdeniz'e kıyısı olan bölgelerinde ise deniz mahsulleri tüketimi diğer Orta Doğu ülkelerine göre daha iyi durumda görünüyor. Orfoz, barbun, levrek gibi deniz balıkları, karides, kalamar ve ahtapot gibi deniz ürünleri popülerdir.

 Genel olarak baktığımızda, İsrail'in komşu ülkeleriyle benzerlik gösteren bir mutfak kültürüne sahip olduğunu söyleyebiliriz. Ancak her ülkenin kendine özgü yemekleri, yöntemleri ve tatları da var. Deniz ürünleri, Türkiye, Suriye ve Mısır gibi komşu ülkelerin mutfağında da önemli bir yer tutar.
Deniz ürünleri Kudüs'teki insanlar tarafından yüzyıllardır tüketilen lezzetli ve sağlıklı bir besindir.

Günümüzde deniz ürünleri, şehrin mutfak manzarasının önemli bir parçasıdır ve yerel halk ile ziyaretçiler tarafından keyifle tüketilmektedir.

Sağlıklı beslenmede deniz mahsülleri ve deniz mahsüllerinin önemi

Sağlıklı beslenme konusunda fikir sahibi olan birçok kişi, gelecek planları yaparken doğru beslenme alışkanlıklarını benimsemeye çalışıyor.

Bu süreçte bazıları kendi başlarına adımlar atarken bazıları da beslenme uzmanlarından yardım alıyor ve protein kaynaklarının önemini anlamış olanlar için deniz mahsülleri daima göz önünde tutulan ve tercih edilen bir seçenek.

Deniz mahsülleri, vücudun ihtiyaç duyduğu proteinleri, yağ asitlerini, vitaminleri ve mineralleri sağlarken, kırmızı et ve tavuk etine göre daha düşük kalori içerir. Farklı pişirme yöntemleriyle çeşitlendirilebilen deniz mahsülleri, damak zevkinize ve beslenme alışkanlıklarınıza göre farklı şekillerde tüketilebilir.
Beslenme alışkanlıklarınızı düzene sokmak ve porsiyonlarınızı ayarlamak için deniz mahsüllerini tercih etmek doğru bir adım gibi görünüyor. Sağlıklı beslenme bizi güçlü, zinde, mutlu ve canlı kılarken, direncimizi artırarak hastalıklara karşı koruma sağlar.

Bu bölümde sağlıklı beslenmede deniz mahsülleri ve deniz mahsüllerinin önemine göz atıyoruz.

İstiridyede bir marka olan Fransa'da, istiridyenin kısa tarihi

Bugün sizinle Fransa'daki istiridye yetiştiriciliğinin tarihine kısa bir bakış atmaya çıkıyoruz. Podcastin bu bölümünde şu soruların yanıtlarına ulaşacağız:

  •     Fransa'daki istiridye yetiştiriciliği hangi evrelerden geçerek günümüze geldi?
  •     Japon Pasifik İstiridyesi Fransa'ya nasıl girdi ve popülerleşti?
  •     Atlantikteki istiridye yetiştiriciliği neden Akdeniz'dekine göre daha iyi durumda?
  •     Japon Pasifik istiridyesi vs. Avrupa yassı istiridyesi? Yarışmayı hangisi kazandı?
  •     İstiridye Fransa'da nasıl bir "marka" haline geldi?
  •     Sosyoekonomik bakış açısıyla Fransa'da istiridye endüstrisinin büyüklüğü.
  •     Fransızlar istiridyeyi nasıl ve hangi formda tüketiyor?
  •     Tüketicilerin tükettikleri istiridye ile ilgili daha çok bilgi talep etmesinin nedenleri ve sonuçları.
  •     İstiridyeleri sınıflandırmak.

Akdeniz'in balıkçı şehirleri: Portofino - Podcast

 

Portofino, İtalyan Rivierası'nda bulunan bir sahil kasabası.

Denizle iç içe olan bu popüler turizm kenti, enfes manzarası, eski kenti ve lüks restoranlarıyla tanınan antik bir lokasyon. Deniz ürünleri ise Portofino'nun mutfağını oluşturan önemli ve temel bir unsur. Ligurya Denizi, deniz ürünleri yönünden oldukça zengin ve Portofino'da bundan nasibini alıyor. Deniz ürünleri, kasaba ekonomisine katkı sağlamanın yanı sıra turizm sektörünün büyümesine destek oluyor.

Portofino'nun sahil konumu ve balıkçı geçmişi, deniz ürünlerinin önemini vurguluyor. Küreselleşmeyle birlikte Portofino turistik bir merkez haline gelmiş ve deniz ürünlerine olan talep artmıştır. Bu nedenle kasaba, İtalya'nın en iyi deniz ürünleri restoranlarına da ev sahipliği yapıyor.

Portofino'da yerel malzemelerle yapılan geleneksel deniz ürünleri yemekleri hala popülerken, bazı restoranlar yenilikçi deniz ürünleri yemekleri denemektedir.

Balığa neden limon sıkıyoruz? - Podcast

 

Limon ve balık, yüzyıllardır birlikte tüketilen klasik bir yemek ikilisi. Limon suyunun ekşiliği balıkta görülen ve çoğu insanı rahatsız eden kokudan kurtulmaya yardımcı olurken, limondaki asit, balıktaki proteinlerin denatüre olmasına yardımcı olarak balığın pişmesini ve sindirimi kolaylaştırır. Ayrıca limonun narenciye aroması, bir sürü balık için doğal tatlılığını tamamlar.

Limon ve balığın tadını bir arada çıkarmanın birçok farklı yolu var. Nasıl severseniz sevin, limon ve balık lezzetli ve sağlıklı bir kombinasyon. Limon suyundaki C vitamini, bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yardımcı olan güçlü bir antioksidandır.

Bir dahaki sefere hafif ve lezzetli bir yemek ararken balığa biraz limon sıkmayı unutmayın!

 

Akdeniz tipi beslenme alışkanlığı ve bir kase dolusu Akdeniz: Balıklı söğüş salata

1950'li yıllarda Akdeniz ülkelerindeki kalp hastalıklarının Amerika'daki kadar fazla olmamasının fark edilmesiyle birlikte dikkatleri üstüne çeken Akdeniz diyetinin, üstünde yapılan araştırmaların neticesinde kalp hastalıklarını ve felci önlemeye yardımcı olduğu pek çok kez doğrulandı.

Akdeniz diyetinin temelinde, Akdeniz'e kıyısı olan İsrail, Türkiye, Yunanistan, İtalya gibi ülkelerin mutfaklarına dayanan geleneksel bir beslenme şeklidir. Bunun içinde tam tahıllılar, yeşil yapraklı sebzeler, baklagiller, renkli meyveler, kabuklu yemişler, baharatlar ve unutmadan belirtmek gerekir ki tabii ki Akdeniz'in rüzgarı ile beslenen nemli havada büyüyen çeşit çeşit zeytinden elde edilmüş üstün kaliteli zeytinyağları ile Akdeniz'in derin, temiz ve tuzlu sularından çıkan faydalı deniz mahsülleri var. Geleneksel bir Akdeniz tipi beslenme alışkanlığında genellikle kırmızı et ve tatlılara fazla yer verilmez.

Bölgenin adını da alan beslenme alışkanlığı içindeki başlıca yağ kaynağı zeytinyağıdır. Toplam kolesterolü ve düşük lipoprotein kolesterol seviyelerin (LDL) düşüren yağ asitleri yönünden zengindir. Uskumru, ringa balığı, sardalya, Uzunkanat ton balığı ve somon gibi yağlı balıklar, omega-3 yağ asitleri açısından zengindir. Bu çoklu doymamış yağlar vücuttaki iltihapla savaşmaya yardımcı olur. Omega-3 yağ asitleri ayrıca trigliseritleri düşürmeye, kan pıhtılaşmasını azaltmaya ve felç ve kalp yetmezliği riskini düşürmeye yardımcı olur.

Akdeniz tipi diyeti deneyimlemek

  • Öğünlerinizi sebze, baklagil ve kepekli tahılların etrafında oluşturun.
  • Haftada en az iki kez balık yiyin.
  • Tereyağını zeytinyağı ile değiştirin.
  • Tatlıları meyvelerle değiştirin.

Şimdi tam bir Akdeniz tipi beslenme örneğine bakalım.

Malzemeler:

  • 1 tane orta boy yada 2 - 3 adet kiraz domates
  • 1 adet küçük boy salatalık
  • Küçük boy bir kırmızı soğanın yarısı
  • 2 - 3 kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir
  • 1 avokadonun yarısı
  • 4 - 5 zeytin
  • Yarım çay bardağı buğday
  • 1 kutu konserve ton balığı yada beyaz etli balığın filetosu

Hazırlanışı

Buğdaylarınızı ya bir gece önceden ılık suya koyun yada kaynar suda bir süre haşladıktan sonra ılınmaları için plastik olmayan bir kaba aktarın.

Domatesleri ve peynirleri dilediğiniz şekilde doğrayarak tabağınızın altına zeytinlerle birlikte yerleştirin. 

Avokado, su ayak izi yönünden üzerinde oldukça konuşulan bir ürün. Bu nedenle bu salatanın içinde olup olmaması sizin kararınıza kalmış.

Kırmızı soğanın yarısını yarım ay şeklinde doğrayarak tabağınıza yerleştirin. Kırmızı soğan, aroması güçlü bir yiyecek olduğundan miktarını kendinize göre ayarlayabilirsiniz. Yada soğanı sarımsakla da değiştirebilirsiniz.

Daha önce haşladığınız ve dinlenmeye bıraktığınız buğdayları tabağınıza ekleyin.

En üste de yağını süzdüğünüz ton balığı konservesini yada buharda haşladığınız beyaz etli balığın etini yerleştirin.

Salatanızı süslemek için biraz fesleğen yada maydonozdan yardım alabilirsiniz.

Burada dikkat etmeniz gereken en önemli iki kriter tuz ve ekstra yağ. Eğer kullandığınız peynir çok tuzluysa ekstra tuz eklemeyin. Ayrıca salatanın içinde avokado kullanıyorsanız veya zeytini yağıyla birlikte tabağa eklediyseniz ya da ton balığının içindeki yağdan biraz tabağa eklediyseniz ekstra yağa ihtiyacınız olmayacak.  Bunun yanında, tahıl grubu olarak illa ki buğday kullanmak zorunda değilsiniz, yiyebiliyorsanız yulaf, çavdar ve hatta mercimek gibi tahıllarla da yer değişikliği yapabilirsiniz.

Fotoğraf:thehealthyepicurean.com

Her yaştaki erkeğin sürdürülebilir beslenme alışkanlığı kazanması neden önemlidir?

Beslenme alışkanlıklarını değiştirmek ve kilo kontrolü yapmak birçok insan için zorlu bir süreç olabilir. Diyet yapma kavramı genellikle insanlarda hoş olmayan çağrışımlar yaratır. Ancak, beslenme alışkanlıklarımızda sürdürülebilir değişiklikler yaparak yemekten zevk aldığımız yiyeceklerle devam edebilir ve aynı zamanda kilo kontrolü sağlayabiliriz. Bu değişikliklerin nasıl yapılacağı ve nasıl bir beslenme planının uygulanması gerektiği kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Beslenme alışkanlıklarımızı düzenlemek ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için uzmanlardan yardım almak önemlidir.

Beslenme alışkanlığını belirli gıdaların odağında disipline sokmak, yani diyet yapmak çoğu insanda hoş olmayan bir çağrışım yaratıyor, bu bir gerçek. Daima açlık çekmekle doğru orantılı şekilde mutsuzlukla ilişkilendirilen diyet, genelde insanların yemekten zevk aldıkları şeyleri bir daha yiyemeyecek olma durumları bu yiyeceklerden uzakta kalma hallerinin yarattığı korku ile ilişkili. Hangimiz bir süre devam ettiğimiz diyetleri bir anlığına nefsimize yenilerek koca bir paket patates cipsiyle bozup yeme bin bir güçlükle toparladığımız yeme alışkanlığımızı yeniden eski haline getirmedik ki?> Neyse ki her pazartesi yeni bir diyete başlama imkanımız var.

Özellikle erkekler söz konusu olduğunda, bu hemen hemen hepimizin bildiği bir kısır döngü. Fakat böyle geldi diye böyle gidecek demek değil. Yeme alışkanlıklarımızda yapacağımız sürdürülebilir değişiklikler sayesinde yemeyi sevdiğimiz yiyeceklerle devam ederken aynı zamanda kilo kontrolü yapmamız mümkün. Nasıl mı?

Yaşımız ilerledikçe, vücudumuza ne koyduğumuzun önemi de artar. Yaşla birlikte yavaşlayan metabolizmamız, tansiyonumuzdaki değişiklikler neticesinde yeni beslenme alışkanlıkları geliştirmeli, yeni hedefler koymalı ve fiziksel ihtiyaçlara bağlı olarak aktiviteler geliştirmeliyiz.  Konu yalnızca sağlımız değil, aynı zamanda tükettikten sonra geriye kalan ve çevre ile olan ilişkileri bizimki kadar iyi olmayan atıklar ve pek de güvenli görünmeyen gıdalar.

Kalori alımınızı azaltmak ve dengeli porsiyonlar hazırlamak ilk önceliğiniz olmalı.

Konu kalori olduğunda, kalorileri kesmek başlı başına karmaşık bir iş. Kalori alımını sınırlandırılarak kilo verileceğini artık herkes biliyor, vücudunuzda yeterli kalori kalmadığında enerji sağlamak için yağ yakmaya başlarsınız. Fakat aynı zamanda kas kütlenizi oluşturan proteinlerden de yakarsınız. Her ne kadar amacınız sporcu seviyesinde bir kas kütlesine sahip olmak olmasa da, uzun vadeli sağlıklı bir yaşam için kas kütlesine ihtiyacınız olacak. Ne kadar çok kas kütlesine sahip olursanız o kadar fazla kalori yakarsınız. Birisi size egzersizsin metabolizmayı hızlandırdığını söylediğinde, aslında anlatmak istenilen şey budur. Kalori alımınızı kontrol altına almak iyidir fakat bunun nasıl ve ne şekilde yapılacağına dikkat edilmesi gerekir.

Kalori alımınızı keserken dikkat etmeniz gereken ilk kural aç kalmamamız gerektiğidir. Eğer sürekli aç kalırsanız ve gün boyunca aç hissederseniz kötü seçimler yapma ihtimaliniz artar ve gün içinde daha fazla atıştırmalık ararsınız. Bunun yerine günlük besin alımınızı planlamalı ve porsiyonlarınızla porsiyon içeriklerinizi dengeli bir şekilde ayarlamalısınız. Bunu kendi başınıza yapmak konusunda yetersiz hissediyorsanız bir beslenme uzmanından yardım almaktan çekinmeyin.

Genel geçer yerine ömrünüz boyunda sürdürebileceğiniz bir beslenme planına sahip olun.

Size ani şekilde kilo verdireceğini iddia eden diyetlerden ve şok kürlerden uzak durmanız, bilmeniz gereken ikinci şeydir. Nitelikli beslenme alışkanlığı kazanmak kişisel bir şeydir ve bir kişide işe yarayan bir beslenme alışkanlığı bir başkasında işe yaramayabilir. Sosyal medya ve kendi internet sitesi üzerinden genel geçer tarifler vererek size mucizevi şekilde kilo verdireceğini iddia edenlere kulak asmak yerine çeşitli yollardan size kişisel olarak beslenme danışmanlığı veren bir uzmanla temasa geçin.

Kendi başınıza yada internetten edindiğiniz bir beslenme programıyla karbohidratları hayatınızdan çıkarmış olabilirsiniz ve bu bir süreliğine işinizi görebilir. Peki bu beslenme alışkanlığı size gerçekten ihtiyacınız olan her şeyi sağlıyor mu?

Uzun vadeli düşündüğünüzde ve odağınıza sağlığınız olduğunda, genel geçer işler yapmak yerine ömrünüz boyunca kadar kolayca ve zorlanmadan uygulayabileceğiniz beslenme alışkanlığıyla devam etmeniz önemlidir.

İnsanlığın çoğu omnivor beslenme alışkanlığına sahiptir ve et,  sağlıklı bir beslenme alışkanlığı içinde önemli bir yerde durur. Bununla birlikte et tüketirken de göz önünde tutulması gereken bazı noktalar vardır. İlk olarak et, genellikle fasulye, tofu veya yumurta gibi daha az yağlı protein kaynaklarına göre daha fazla doymuş yağ içerir. Yiyeceklerdeki yağ, vücudunuzda yağa dönüşmesi için daha kolay bir yol bulur ve bu da kilo alımına katkıda bulunabilir. 

Ödüllendirme öğünleri "hayır" demenizi kolaylaştırır.

Bir süre devam eden kontrollü beslenme alışkanlığından sonra kendinize bazı ödüller vermeniz önemlidir fakat sınırları da vardır. Ödüllendirme mekanizması, düzene sokulmuş beslenme alışkanlığı içinde hoşgörü tutumunu geliştirmeye destek olur. Fakat burada kendinize ne zaman, nerede ve hangi şekilde ödül vereceğinizi netleştirmeniz önemlidir. Aşırıya kaçan ödüllendirmeler uzun süre çalışarak elde ettiğiniz düzenli beslenme alışkanlığınıza zarar vererek eski alışkanlıklarınıza dönmenize yol açabilir.

Ödül öğünleri, size beslenme alışkanlığınız içinde sizi yoldan çıkaracak olan besinlere karşı "hayır" deme iradesi verir ve örneğin, Cumartesi günleri kendinize bir porsiyon tatlı ödülü veriyorsanız, hafta içi size ikram edilmiş olan bir başka tatlıya hayır deme gücünüzü arttırır.

Sorduğunuzda, sağlıklı kalmak herkes için önemlidir fakat söz konusu olan erkekler olduğunda, genelde danışmanlık almak yada bir doktora gitmek gibi temel davranışları göstermekte gecikirler. Kendimize ve hayatımızdaki diğer erkekleri sağlıkların ciddiye almaları yönünde teşvik etmek önceliklerimiz arasında yer almalı. Beslenme alışkanlıklarını düzene sokmak yada uğraştıkları sağlık problemleri konusunda bir hekimle görüşmek konusunda öneriler sunmak evde bile yapılacak bir şeydir.

Soğuk sulardan gelen yağlı balıklar yetişkin erkeklerin omega-3 yağ asidi ihtiyacını karşılar. Bu faydalı yağ asitleri kalp krizi, inme ve yüksek tansiyon gibi kalple bağlantılı hastalıkları azaltmaya yardımcı olabilir. EPA ve DHA yönünden zengin deniz mahüslleri beyin sağlığı için oldukça önemlidir. Deniz mahsüllerinin sağladığı protein oldukça kalitelidir ve deniz mahsülleri vitaminlerle mineraller yönünden oldukça zengindir. Bu besinler, genel sağlığın korunmasında ve çeşitli vücut fonksiyonlarını desteklemede önemli roller oynar. Deniz mahsülleri, karasal kökenli etlere göre daha düşük kalorili ve doymamış yağ yönünden daha zengindir. Dengeli bir kontrollü beslenme alışkanlığı sürdürürken deniz ürünlerini bunun bir parçası yapmak, sağlıklı kilo kontrolünü desteklemeye ve kas kütlesini korumaya yardımcı olan önemli bir yardımcıdır.