Featured etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Featured etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Neden balıkları bir çok farklı şekilde pişiriyoruz?

İnsanlar yüzyıllardır yemek pişiriyor ve bunu yapmalarının bir çok haklı gerekçeleri var. Yiyecekleri pişirmek, besinlerin sindirimini ve emilimini kolaylaştırır, ayrıca bizi hasta edebilecek bakterileri ve diğer zararlı mikroorganizmaları da öldürür. Ayrıca yemeğin pişirilmesi lezzetini arttırır.

Balık ise insanoğlunun tükettiği en eski yiyeceklerden biridir. Arkeolojik kanıtlar, insanların on dört bin yıl önce bile balık yediğini gösteriyor. Balık iyi bir protein, omega-3 yağ asitleri ve diğer temel besin kaynağıdır. Aynı zamanda nispeten düşük kalorili bir besindir, bu da onu kilo vermeye veya sağlıklı bir kiloyu korumaya çalışan insanlar için sağlıklı bir seçenek haline getirir.

Balığın pişirilmesine dair en eski kanıt yaklaşık on bin yıl öncesine dayanıyor. Bu kanıt, insanların açık ateşte veya sıcak kömürde balık pişirdiğini gösteriyor. Balığın pişirilmesinin balığın korunmasına ve etinin daha lezzetli olmasına yardımcı olduğu açık bir gerçek. Genellikle balığın içerdiği maddelerden ve sağlıklı yaşam için faydalarından bahsederiz ancak insanların balığı avlayıp onunla beslenmelerinin bazı başka nedenleri vardır.

Başlıca zıpkınla, çeşitli formlardaki oltalarla ve örme ağlarla avlama gibi çeşitli yöntemlerle avcılık yapılmakta ki, bunlar bugün bile geçerli yöntemler. Bunlar çok fazla teknoloji veya beceri gerektirmediğinden ilk insanların balığa kolayca erişebilmesine katkı sağladı.

Başlangıçta insanlar bugüne göre daha kontrollü miktarda balık tutuyordu, böylece balık popülasyonu nispeten hızlı bir şekilde yenilenebiliyordu. Bu sayede balık avı sürdürülebilir kılınırken balık kolay ulaşılabilir ve bol miktarda elde edilebilen bir besin kaynağı haline geldi. Pişirme yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte bu yiyecek çiğ, pişmiş, kurutulmuş veya tütsülenmiş olarak da tüketilebilir hale gelerek yaygınlaştı. Ayrıca balık çorbası, balık güveç ve suşi gibi çeşitli yemeklerin yapımında da kullanılarak çeşitlendi ve zenginleşti. Bu genişleme ve çoğalma başta balık olmak üzere deniz mahsüllerini çok yönlü bir besin kaynağı haline getirdi.

Balık pişirme yöntemlerinin çeşitlenmesinin Orta Çağ'da başladığı görülmekte. Bu süre zarfında fırınlama, ızgara ve kızartma gibi yeni pişirme teknikleri de geliştirildi. Bu yeni teknikler insanların çeşitli şekillerde balık pişirmesine, yeni ve heyecan verici yemekler yaratmasına olanak sağladı.

Bu serinin diğer yazıları:

  1. Neden balıkları bir çok şekilde pişiriyoruz?
  2. Popüler balık pişirme yöntemleri neler?
  3. Balık pişirirken nelere dikkat etmeliyim?

Yosun ormanları su kalitesinin düzeltilmesinin yanında pek çok faydasağlayabilir.

Denizel ortamların asiditesinin deniz yaşamına olan etkisinin büyüklüğünün farkına varılmasının üzerinden yaklaşık on sene ve bu durumun incelenmesine dair standartların geliştirilmesinin üzerindense beş sene geçti.

2007 yılında yapılan bir çalışma, asiditenin mercan resifleri üzerine olan etkisinin sanayileşme öncesi döneme göre iki kata kadar daha fazla etkili olduğu ve bu durumun, mercanların iskelet oluşumlarını %40'a yakın bir oranda etkilediği ortaya kondu. Bununla birlikte bazı mercan türlerinin bu duruma daha az hassasiyet gösterdiği da görüldü.

Dünyanın en büyük su ürünleri üreticilerinin başında gelen Çin'de yapılan bir araştırma, suların asiditesini normal koşullarda tutmak için bazı deniz yosunu türlerinin kullanılabileceğini gösteriyor.

Kuzeydoğu Çin'deki Lidao Town şehrinin kıyı sularının bulunduğu bölge, tüketilebilir bir su yosunu türü olan Laminaria japonica'yı yetiştirmek için son derece uygun koşulları barındırıyor. Bölgede, 500 kilometre karelik bir alanda deniz yosunu yetiştiriciliği yapılıyor ve yıllık 400.000 tonluk bir verimle ürün alınıyor. 

L. japonica, hızlı büyüme özelliği gösteren bir deniz yosunu ve hızlı büyümesi, bulunduğu suyun içindeki koşulları "normal şartlar altında" tutmasına yardımcı oluyor. Çünkü, kısa zamanda fazla miktarda üreyebilen yosun, fotosentez yoluyla bulunduğu ortamdaki karbondioksidi alarak bünyesinde tutuyor bunu kullanıyor.Suyun asiditesini düzenleyerek kabuklu canlıların bünyelerindeki kalsiyumun çözünmesini engelleyerek bu canlılar için aynı zamanda korunaklı bir alan sağlıyor.

Çin'in başka bir kısmında ise Laminaria japonica ile birlikte yetiştiriciliğe deniz tarakları da alınıyor. L. japonica ile birlikte kültüre alınan taraklar, yosunun gövdesine tutunarak orada güvenli bir büyüme alanı yakalıyor.

Yosunların, büyüme ve karbodioksidi absorbe ederek ortamdan uzaklaştırma yeteneklerinin karadaki bitkisel kökenli canlılardan daha fazla olduğu biliniyor. Yosunların yetiştiriciliğini yapmanın global ölçekte başka bir yetiştiricilik yapmaktan neredeyse 600 kat daha iyi olduğu ifade ediliyor, çünkü bu tür yosunlar tıptan tüketime kadar pek çok alanda kendine kullanım alanı bulabiliyor. Ayrıca yosun çiftlikleri, içinde bulundukları suların kalitesini ve koşullarını göreceli olarak iyileştirdikleri için diğer canlıların da bu alanlarda yaşam ihtimali ve oranı artıyor.

Yapılan bir çalışma, yosun yetiştiriciliği ile yılda 12 milyar ton biyometan elde edilebileceğini ifade ederken yılda 19 milyar ton gibi büyük miktardaki bir karbodioksidin de tutulumunun sağlanabileceğine dikkat çekiyor. Ayrıca yıllık 34 milyar tonluk bir biyometan eldesinin mümkün olabileceğinin altını çiziyor.

Bütün bunlar, dünyadaki tüm su yüzeyinin yalnızca %9'luk bölümünün yosun ormanlarıyla kaplanması sayesinde gerçekleşebilir. Bugün, bir yılda atmosfere çıkan karbodioksit miktarının 53 milyar ton olduğu biliniyor ve insanların elinde, fosil yakıtlardan elde ettikleri yakıt enerjisi ihtiyaçlarını biyometandan elde ederek emisyonlarını dengelemek için harika bir fırsat var.

Yosun ormanlarının dünyada üzerindeki tüm faydaları bununla da sınırlı değil. Büyük miktarlardaki balık stokları için doğal bir ortam olarak kabul edilebilecek yosun ormanları, sürdürülebilir programlar dahilinde balık popülasyonlarının artışı ve bu artıştan elde edilecek protein kaynağı için de mükemmel ortamlar.

Küresel ısınmanın ve suların git gide artan asiditesinin artmasının önüne geçmek için yosun ve alg teknolojileri önümüze benzersiz fırsatlar sunsa da, bugün bu sistemlerden faydalanmak için bir hayli çalışarak yol almamız gerekiyor. Dünya üzerindeki aşırı avcılık, kıyı suları ve açık denizlerde meydana gelen fiziksel ve kimyasal kirlilikler deniz çayırları ile yosunların yaşam alanlarını tehdit ediyor. Bütün bu çalışmalara başlamadan önce, denizel kirliliklerin engellenmesinin yollarının da araştırılması gerekiyor.

Kaynak: quartz.com

Balıkçılıkla ilgili nitelikli kaynaklar için kapsamlı bir kütüphane: bluefuture

Günümüzde su ve balıkçılık kaynaklarının iyi ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi ve su ürünleri yetiştiriciliği alanındaki yenilikler, gelecekte gıda güvenliği ve ekosistem sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Bu alanda yapılan çalışmaların ve bilginin kolayca erişilebilir olması, sektörün gelişimini hızlandırabilir. İşte tam da bu noktada, "BlueFuture" adlı platform bir eksiği kapatmak üzere devreye giriyor.

Denizden yada tatlı sudan elde edilen su ürünlerinin yetiştiriciliğinin geleceği değiştirecek dünyaya dalmak ve bu alanda üretilmiş açık kaynak nitelikli içeriklere ulaşmak istediğinde, aradığınız şey için artık tek bir  kaynak mevcut.

Nitelikli açık erişim araştırmaları, eğitim materyalleri ve yayınları bulmayı kolaylaştıracak kaynakları tek bir veritabanında sunmak, endüstrisinin tüm paydaşların erişimini kolaylaştırarak basitleştiriyor.

Kullanıcıların aradıkları dökümanlara masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarından, Android ve ios işletim sistemli akıllı telefonlarından sorunsuz şekilde ulaşmasını sağlayacak kolay kullanılan ve konuyla alakasız işlevlerden arındırılmış arayüzüyle bu platform, su ürünleri sektöründeki yeni kaynaklara erişmek ve bu yayınlar hakkında bilgi sahibi olmak isteyen tüm paydaşlar için erişimi kolaylaştırıcı bir yol olarak sunulmaktadır.

İster araştırmacı, ister sektör profesyoneli, ister öğrenci yada sadece balıkçılığa meraklı biri olun; farklı disiplinlerden içerikleri bir arada sunan bu web sayfası, su ürünleri yetiştiriciliğinin geleceğini şekillendiren en son yenilikleri keşfetmek için benzersiz bir kapı görevi görüyor.

Bu web sayfası, temel olarak, su ürünleri yetiştiriciliği ile ilgili bilgilere yönelik bir durak olma işlevini yerine getiriyor ve farklı kategorilerde sunulmuş içerikleriyle oldukça geniş ilgi alanına hitap ediyor. Güvenilir kaynakladan eklenmiş kaynakları bir araya getirip onları rahatsız edici herhangi başka bir içerikle bir araya getirmeden sunarak su ürünleri sektörü ile ilgili döküman, kitap, yayın, eylem planı, atlas, rapor ve hatta dergileri internette aramakla uğraşmanızı ortadan kaldırmayı hedefliyor.

FAO, EUMOFA, NOAA, OCEANA, TÜDAV gibi önemli kurum ve STK'ların yayınlarını yaygın hale getirmenin yanısıra, su ürünleri sektörü ile doğrudan ilgili olan eğitim materyallerini sürdürülebilir yetiştiricilik uygulamaları, yenilikçi balıkçılık teknolojileri, tür yetiştirme ve çevresel etkiler gibi su ürünleri yetiştiriciliğinin çeşitli yönlerini kapsayan çeşitli formatlarda içerikleri PDF formatında kendi kaynaklarından sunar.

Bu materyaller mümkün olduğu kadar düzenli ve herkesin erişebileceği bir şekilde sunularak herkes için son derece önemli olan zamanı boşa harcamamaya yardımcı olarak aynı zamanda su ürünleri yetiştiriciliği endüstrisinde olumlu değişimi tetikleyebilecek işbirlikçi ve bilgili bir topluluğun oluşmasına da katkı sağlamayı hedefler.

Uzman bir profesyonel veya alana yeni giriş yapan biri olun, bu web sayfası, su ürünleri yetiştiriciliğinin geleceğini şekillendirecek bilgiye bağlantı kurma konusunda yine değerli bir kaynak vaat ediyor.

bluefuture'a ulaşmak için buraya tıklayın.

Somon etine kendine has o rengi veren şey ne?

Bugün sizlere, dünya genelinde rağbet gören bir deniz mahsülü olan somon balığının renkli dünyasını keşfediyoruz. Somon, sağlıklı bir beslenme kaynağı olmasının yanı sıra denizden elde edilen en iyi yağ asitlerini sunarak birçok avantaj sunuyor. Ancak bugün odaklanacağımız şey, somonun kendine özgü rengi ve bu rengin nasıl oluştuğu.

Doğal yaşam alanındaki somonlar, beslenme alışkanlıklarıyla kendi özgün et renklerini oluştururken, yetiştirilen somonlar için bu biraz daha karmaşık bir süreç. Bu podcastte somon etine rengini veren pigmentlerden, bunların kullanım alanlarından ve kaynaklarından bahsediyoruz.

Somonda daha koyu renkli et rengini tercih etme nedenimiz biraz kültürel gibi görünüyor ve araştırmalar insanların daha koyu renkli somon için ekstra ödeme yapmaya hazır olduğuna dair veriler sunuyor.

Somon balığı hem sağlıklı bir besin kaynağıdır. Onun renkli dünyasını keşfetmek, beslenme alışkanlıklarımızı ve tercihlerimizi anlamamıza yardımcı olabilir.

Dinlediğiniz için teşekkürler!

Amazon nehrinin derinliklerinden yükselen katiller: Pirana

Suya daldığımızda pek çok farklı şeyle karşılaşırız; renkli balıklar, oradan oraya kaçışan karidesler, çekinden anemonlar ve hatta merakla bize yaklaşan bazı balıklar... Fakat derin ormanların içinden geçip denize ulaşan bazı nehirler pek karşılaşmak istemeyeceğimiz bazı gizemli katilleri barındırıyor: Piranalar.

Denizden Babam Çıksa! podcast serisinin yeni bölümünde, başta Amazon nehri olmak üzere Güney Amerika'nın uzun nehirlerinde yaşayan Pirana balıklarına göz atıyoruz ve onları daha yakından tanımaya çalışıyoruz.

Onları her ne kadar düşük bütçeli ve bol aksiyonlu korku filmlerinin başrolü olarak tanısak da, Piranalar bundan biraz daha fazlası. Etçil ve otçul olmak üzere temelinde iki gruba ayırabileceğimiz bu balıklarla ilgili daha fazla bilgiyi suyun üzerinde kalarak öğrenmek için bu podcasti mutlaka dinleyin!

Ton balığının olayı ne?!

Dünyada tüketimi halihazırda devam eden en lezzetli deniz mahsullerinden biri olan ton balığının suyun altındaki ve üstündeki yolculuğunu keşfetmeye hazır mısınız?

Scrombridae ailesinin renkli üyelerinin her birisinin kendine has ve ilgi çekici dünyasında dolaşırken, aynı zamanda ton balığı türlerini, çeşitlerini ve ton balığının nerelerde, hangi koşullar altında yaşamaya çalıştıklarını da keşfedeceğiz.

Ton balığının avcılığı ve yetiştiriciliği arasındaki dengeyi anlayarak, sürdürülebilir ton balığı tüketimine nasıl destek olabileceğimizi öğreneceğiz.

Denizden soframıza uzanan bu serüvenin ayrıntıların hakkında bilgi sahibi olurken aynı zamanda, ağır metal yönünden güvenli olan ton balıklarını da keşfedeceğiz. 

Özellikle hekimlik meslek gurubundan pek çok insanın hakkında ileri geri konuştuğu ve uzmanlık alanları olmamasına rağmen üzerinde ahkam kestiği ton balığının ilginç, dinamik sağlık ve hatta lezzet dolu dünyasını keşfetmek için bu podcasti kaçırmayın! 

Yayında bahsi geçen FAO raporunu incelemek ve indirmek için fao.org adresini ziyaret edebilirsiniz.

Elektrikli balıklar: deniz altının en gizemli ve hakkında en çok şey merak edilen grubu

Elektrikli balıklar, su altı yaşamının hakkında en fazla şey merak edilen grubu ve dünyada yaklaşık 200 milyon yıldır yaşayan bu balıklardan toplam 350 kadar tür tanımlanmış halde.

Denizden Babam Çıksa podcast'in bu bölümünde, elektrikli balıkların gizemli dünyasına dalıyoruz.

Elektrikli balığın ne olduğundan, en çok bilinen elektrikli balıklara, elektrikli balığın elektriği nasıl ürettiğinden elektrikli balıkların nerede yaşadığına kadar pek çok farklı sorunun yanıtını alırken aynı zamanda elektrikli balıkların neden "elektrikli" olduğununu yanıtını da alıyoruz.

Deniz altı yaşamının bu en fazlam merak edilen grubu hakkında yeni bir şeyler öğrenmek isteyen herkesi bu podcasti dinlemeye davet ediyorum.

Podcastin içinde bahsedilen makalenin linki: cell.com

Denizanası sokması ve denizanası sokmasının ardından yapmamız gerekenler

Suya daldığınızda hepiniz en az bir kere bir denizanası ile karşılaşmışızdır.

Bazen şeffaf renkli, bazen de kendine has mavi yada mor gibi renklere sahip olan bu canlılar, çevre sularımızda doğal olarak varlar. Peki biz onları ne kadar iyi tanıyoruz?

Denizden Babam Çıksa Podcast'in bu bölümünde, Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz'de yaşayan denizanalarıyla tanışıyor ve onların dünyasına kısa bir bakış atıyoruz. Bunun yanında, insanlar ile olan en yaygın etkileşimleri olan denizanası sokmasının mekanizmasına, denizanası sokmasına karşı alınabilecek önlemlerden ve denizanası sokması durumunda yapılması gereken doğru davranışlara değiniyoruz.

Unutmayın, denizanasının evi adı üstünde, deniz. Biz ise denizde misafiriz. Deniz ile olan ilişkimizi saygılı tutmak zorundayız.

Türkiye karasularında yer alan denizanaları ile ilgili nitelikli bir TÜDAV kaynağına bluefuture kaynağından ulaşabilirsiniz.