balık yağı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
balık yağı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Balık yağı mı kril yağı mı? DHA ve EPA yönünden hangisi daha uyumlu?



İnsan vücudu omega 3 yağ asitlerini üretemediği için bunları dışarıdan almamız gereklidir. Hem balık yağı hem de kril yağı, bu esansiyel yağ asitlerinin önemli kaynaklarıdır. Balık yağı, somon, sardalya ve ton balığı gibi yağlı balıklardan gelir. Krill yağı ise karidese benzeyen küçük soğuk su kabukluları olan krilden gelir.

Balık ve kril yağı, iki tür omega 3 içerir: DHA ve EPA. Balık yağı, kril yağından daha yüksek DHA ve EPA konsantrasyonuna sahip olmasına rağmen, kril yağındaki DHA ve EPA'nın daha fazla antioksidan içerdiği ve vücut tarafından daha emilebilir olduğu düşünülmektedir.

Balık yağı, faydalarının fark edilmesinden bu yana, on yıllardır daima ana akımdadır, bu nedenle kril yağından daha iyi incelenmiştir. Yine de, kril yağı, üstün olmasa da, etkili bir omega 3 kaynağı olarak kendi adına yeni yeni isim yapıyor.

Potansiyel faydalar ve kullanım alanları

Birleşik Devletler’deki insanların vücutlarında, kalp krizi riski oranı düşük olan Japonlara oranla daha az DHA ve EPA var. Düzenli olarak balık yada krill yağı almanın potansiyel faydaları şöyle:

  • Trigliserit seviyesini düşürmek
  • Kalp krizi riskini azaltmak
  • Normal bir kalp ritmini korumaya yardımcı olmak
  • Kalp sorunu olan insanlarda inme riskini azaltmaya yardımcı olmak
  • Kan basıncını artırmaya destek olmak
  • İltihabı azaltır ve artrit semptomlarını hafifletmek
  • Bazı durumlarda depresyon tedavisinde yardımcı olmak
Cleveland Clinic'e göre, hayvan çalışmaları, kril yağının beyne DHA emilimini ve DHA iletimini iyileştirdiğini göstermiştir. Bu, sağlık yararları için balık yağından daha az krill yağına ihtiyaç duyulduğu anlamına gelir.

Yan etki ve risk potansiyeli var mı?

Hem balık yağı hem de kril yağı takviyeleri, önerilen dozlarda kullanıldığında genellikle güvenli kabul edilir.Yemekle birlikte alarak, mide rahatsızlığı gibi potansiyel yan etkileri en aza indirebilirsiniz. Balık veya kabuklu deniz ürünleri alerjiniz varsa, bu yağları kullanmak konusunda hekiminize danışmanız iyidir.  Balık yağı veya kril yağı da kanama riskinizi artırabilir, kan basıncınızı düşürebilir veya kan şekeri seviyelerini etkileyebilir.

Kanama durumunuz varsa, kan inceltici kullanıyorsanız, tansiyonunuz genel olarak düşükse ya da tansiyon düşüren ilaçlar alıyorsanız, kan şekerinizi ayarlayan diyabet veya hipogliseminiz varsa da takviye olarak kullanmadan önce hekimize danışın.

healthline.com'daki yazıdan Türkçe'ye çevrilmiş ve adapte edilmiştir.

Omega 3 yağ asitleri, anksiyete ile başa çıkmakta yardımcı olabilir mi?


Deniz ürünlerinin çoğundan yeteri miktarda alabileceğiniz omega 3 yağ asitleri, kardiyovasküler sağlığı destekleyen temel bir yağ asididir. Yüksek seviyelerde kötü kolesterol kardiyovasküler hastalıklara yol açabilir. Omega-3, kötü kolesterolün kan içeriğini düşürmeye ve iyi kolesterolü yükseltmeye yardımcı olabilir. Daha yakın zamanlarda, omega 3’ün majör depresyon, yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluk ve bipolar bozukluk gibi duygudurum bozuklukları üzerindeki olası olumlu etkilerine dikkat çekmiştir.

Omega 3;  somon, ton balığı, sardalya gibi deniz ürünlerinde ve cevizde yüksek miktarda bulunur. Bu yağlar “esansiyeldir” çünkü vücut onu sentezleyemediği için yiyecek yoluyla verilmelidir. Bir diğeresansiyel yağ asidi ise mısır, süt ürünleri ve soya fasulyesi yağında bulunan omega 6'dır. Omega 3 ve omega 6 tamamlayıcı işlevlere sahiptir. Omega 3 iltihabı azaltır ve hücre zarlarının ve sinir sinapslarının önemli bir bileşenidir. Omega 6 ise vücutta yabancı istilacılar olduğunda iltihabı arttırır.

Omega 3 ve depresyon


Science Daily'den bildirildiği gibi, Finlandiya'da tamamlanan 2001 tarihli bir çalışma, nadiren balık tüketimi ve depresyonun anlamlı derecede ilişkili olduğunu göstermiştir. 2003 yılında yayınlanan bir Hollanda araştırması, depresyonda olan ve depresyonu olmayan kişilerin, önemli ölçüde farklı omega-3 yağ asitleri alımına sahip olduğunu göstermiştir. Klinik Psikiyatri Dergisi Haziran 2010 sayısında yayınlanan yeni bir çalışmada, omega-3 takviyelerinin majör depresyon tedavisinde konvansiyonel antidepresan ilaçlar kadar etkili olduğu bulunmuştur.

Ulusal Alkol Suistimali ve Alkolizm Enstitüsü'nden Joseph R. Hibbeln'e göre, omega-3, hem depresyon hem de anksiyetede kritik bir rol oynayan nörotransmitter serotoninin işlevselliğini etkileyebilir.

Depresyon ve anksiyete benzer kimyasal profillere sahiptir. Her iki bozukluk da düşük beyin serotonin seviyeleri ile karakterizedir. En yaygın kullanılan antidepresan ilaçlar, seçici serotonin yeniden alım inhibitörleri veya SSRI'lar, nöronların dışındaki serotoninin parçalanma ve hücrelere yeniden emilme hızını yavaşlatarak çalışır. Bu ilaçlar yaygın olarak anksiyete bozuklukları için reçete edilir. Omega-3 yağ asitleri serotonin işlevselliğini artırarak depresyonun önlenmesine yardımcı olabilirse, aynı zamanda kaygıyı önlemeye de yardımcı olabilir.