DBC Podcast'in yeni bölümünde, sizinle Akdeniz çanağının bir başka istilacısı hakkında konuşuyoruz: Mavi Yengeç.
Bu seferki yatılı misafirimiz, Süveyş Kanalı vasıtasıyla Akdeniz'e girenlerden değil. Muhtemelen Amerika kıtasının batı kıyılarından kalkıp Akdeniz vasıtasıyla Hindistan tarafına giden bir geminin sintine sularıyla taşınmış bir yengeç türü.
Her ne kadar bazıları onu pavurya olarak bilse de pavurya bu yengeç değil. Peki bu podcast bölümünde nelerden konuşuyoruz?
- Mavi yengeç Akdeniz'e nasıl geldi?
- Mavi yengecin doğal yayılım alanları neler?
- Mavi yengeç nasıl bir hayvan?
- Mavi yengecin avcılığı, ve hatta yetiştiriciliği nasıl
- Mavi yengecin yükselişi
- Mavi yengecin Akdeniz'de ortaya çıkışı
- Hangi devlet onu "su altının IŞİD'i olarak tanımladı?
- Mavi yengecin Akdeniz'deki serüveni
- Akdeniz neden önemli?
Umarım keyifli bir şekilde dinlersiniz. Dinlediğiniz için teşekkürler.

Akdeniz'in büyülü dünyasına dalış yapıp oradaki güzellikleri... ve aslında pek de orada olmaması gerekenlerle tanışmaya devam ediyoruz.
Bugünkü konumuz Katil yosun: Caulerpa taxifolia.
Bu bölümde, suyun altının büyülü güzelliklerini keşfederken, aynı zamanda Pasifik ve Hint Okyanusunun doğal sakinlerinden birisi olan fakat bir kaza sonucu Akdeniz'e karışan katil yosunun ilginç hikayesine değineceğiz.
Akvaryumlar tarih boyunca pek çok kişinin evinde var olan ilgi gören bir hobi olmakla birlikte daha geniş kitlelere ulaşmak için daha büyük kapasitelerde yapılmaya başlanıyor. Bu da suyun altından daha fazla canlının bu akvaryumları evleri olarak bilmesini sağlıyor, hem de dünyanın farklı yerlerinden farklı türlerin.
Bu bölümü dinlerken tuzlu su akvaryumlarının kökenlerine dönüp, Avrupa kıtasının su altı merakını nasıl evirdiğini keşfedeceksiniz. Monako'nun sıradışı akvaryumundan, deniz yosununun serüvenine uzanan bir hikaye sizi bekliyor. Özellikle, C. taxifolia'nın akvaryumdan kaçtığı dönemde, Monako akvaryumunun başınki kişi size oldukça tanıdık gelecek.
Caulerpa taxifolia adlı deniz yosununun Akdeniz'e yayılmasını ve ekosistemin dengeleyicilerini nasıl etkilediğini dinleyeceğiniz bu bölümde C. taxifolia'nın sıra dışı hikayesine tanıklık edeceksiniz.
Akdeniz'in yerel türleri için oluşturduğu tehlike, deniz yaşamını nasıl etkiliyor? Bu katil yosunun etkisini en aza indirmek için neler yapabiliriz?
C. taxifolia'yı yakından tanıyarak, onunla birlikte yaşamayı öğrenmek ve Akdeniz'in mavi güzelliklerini korumak adına atılan adımları keşfedeceksiniz.

Kudüs, Akdeniz'in kadim ve kutsal şehirlerinden biri ve semavi dinler için büyük öneme sahip. Kudüs, zengin bir kültüre ve mutfak geleneğine sahip ve deniz ürünleri mutfağı Kudüs'ün Akdeniz'e olan yakın konumu nedeniyle ve tarihi ticaret geçmişi nedeniyle gelişmiştir.
Kudüs'ün deniz ürünleri tüketiminin Tunç çağına kadar uzandığı bulunmuş. Roma İmparatorluğu döneminde balık yemekleriyle ünlü olan Kudüs'te, bugün dahi bilinen bazı yemeklerin kökenleri o döneme dayanıyor. Örneğin, Şemşet adlı kızarmış balık yemeği ve Mahşi adlı dondurulmuş balık yemeği Roma çağından beri bilinmekte.
Kudüs, tarih boyunca çeşitli düşüşler, savaşlar ve hastalıklarla karşılaşmış ve deniz ürünleri mutfağı da bundan kaçınılmaz olarak etkilenmiştir ancak 19. yüzyıldan itibaren toparlanma eğilimi göstermiştir. İsrail'in Akdeniz'e kıyısı olan bölgelerinde ise deniz mahsulleri tüketimi diğer Orta Doğu ülkelerine göre daha iyi durumda görünüyor. Orfoz, barbun, levrek gibi deniz balıkları, karides, kalamar ve ahtapot gibi deniz ürünleri popülerdir.
Genel olarak baktığımızda, İsrail'in komşu ülkeleriyle benzerlik gösteren bir mutfak kültürüne sahip olduğunu söyleyebiliriz. Ancak her ülkenin kendine özgü yemekleri, yöntemleri ve tatları da var. Deniz ürünleri, Türkiye, Suriye ve Mısır gibi komşu ülkelerin mutfağında da önemli bir yer tutar.
Deniz ürünleri Kudüs'teki insanlar tarafından yüzyıllardır tüketilen lezzetli ve sağlıklı bir besindir.
Günümüzde deniz ürünleri, şehrin mutfak manzarasının önemli bir parçasıdır ve yerel halk ile ziyaretçiler tarafından keyifle tüketilmektedir.

Sağlıklı beslenme konusunda fikir sahibi olan birçok kişi, gelecek planları yaparken doğru beslenme alışkanlıklarını benimsemeye çalışıyor.
Bu süreçte bazıları kendi başlarına adımlar atarken bazıları da beslenme uzmanlarından yardım alıyor ve protein kaynaklarının önemini anlamış olanlar için deniz mahsülleri daima göz önünde tutulan ve tercih edilen bir seçenek.
Deniz mahsülleri, vücudun ihtiyaç duyduğu proteinleri, yağ asitlerini, vitaminleri ve mineralleri sağlarken, kırmızı et ve tavuk etine göre daha düşük kalori içerir. Farklı pişirme yöntemleriyle çeşitlendirilebilen deniz mahsülleri, damak zevkinize ve beslenme alışkanlıklarınıza göre farklı şekillerde tüketilebilir.
Beslenme alışkanlıklarınızı düzene sokmak ve porsiyonlarınızı ayarlamak için deniz mahsüllerini tercih etmek doğru bir adım gibi görünüyor. Sağlıklı beslenme bizi güçlü, zinde, mutlu ve canlı kılarken, direncimizi artırarak hastalıklara karşı koruma sağlar.
Bu bölümde sağlıklı beslenmede deniz mahsülleri ve deniz mahsüllerinin önemine göz atıyoruz.

Portofino, İtalyan Rivierası'nda bulunan bir sahil kasabası.
Denizle iç içe olan bu popüler turizm kenti, enfes manzarası, eski kenti ve lüks restoranlarıyla tanınan antik bir lokasyon. Deniz ürünleri ise Portofino'nun mutfağını oluşturan önemli ve temel bir unsur. Ligurya Denizi, deniz ürünleri yönünden oldukça zengin ve Portofino'da bundan nasibini alıyor. Deniz ürünleri, kasaba ekonomisine katkı sağlamanın yanı sıra turizm sektörünün büyümesine destek oluyor.
Portofino'nun sahil konumu ve balıkçı geçmişi, deniz ürünlerinin önemini vurguluyor. Küreselleşmeyle birlikte Portofino turistik bir merkez haline gelmiş ve deniz ürünlerine olan talep artmıştır. Bu nedenle kasaba, İtalya'nın en iyi deniz ürünleri restoranlarına da ev sahipliği yapıyor.
Portofino'da yerel malzemelerle yapılan geleneksel deniz ürünleri yemekleri hala popülerken, bazı restoranlar yenilikçi deniz ürünleri yemekleri denemektedir.