İyi bildiğimiz deniz mahsülü çeşitlerinin aksine bugün, denizlerde ve okyanuslarda bol miktarda lezzetli, yeterince kullanılmamış ve daha az bilinen türler bulunmaktadır. Tüketim alışkanlığımız içinde sıklıkla yeralmayan bu türler, ticari balıkçıların ağlarına genellikle başka bir şeyi ararken takılır ve hedefteki türlerden olmadıkları için ıskarta olarak tanımlanırlar. Hedef dışında kalmış olan bu türler çoğuklukla denize geri bırakılırlar; ya ölü ya da ölmeye yakın bir halde.
Ya tüketmek için mükemmel kalitede sınıflandırılabilecek olan bu mahsülleri atmasaydık? Hatta deniz ürünlerinin nereden geldiğini önemseyen, sürdürülebilirlik etrafında şekillenmiş ideallere yakın duran ve menüde değişiklik arayan tüketicilerle tanıştırsak ne olur?
![]() |
Kitabı amazon.com'da önizleyin |
Kitabı ve içeriğinin örnek kısmını Amazon.com'da inceleyebilir ve dilerseniz basılı kopyasını ya da Kindle versiyonunu satın albilirsiniz.
Amerikan Ulusal Deniz Balıkçılığı Hizmetine göre, ABD sularında yakalanan balıkların yaklaşık beşte biri denize geri atılıyor. Fakat atılan o balıkların, en kötü ihtimalle bir kısmının lezzetli olmadığını kim söyleyebilir?
Chef’s Collaborative’in Boston bölümü, "Hiç Denemediğiniz En İyi New England Deniz Ürünleri"ni içeren bir yemek organizasyonu düzenledi. Iskarta balıklardan oluşan bu yemeği düzenleyerek, istemeden yakalanan ve denize atılan deniz mahsüllerinin tüketimi konusuna dikkat çekiyorlardı. Aksi halde israf edilen balıkları yemek mantıklı ve sürdürülebilir bir hareket gibi görünse de, yan avlanma hikayesinin bundan çok daha karmaşık olduğu ortaya çıkıyor.
Iskarta deniz mahsüller için pazar yaratmak neden önemlidir?
Deniz mahsülleri tüketiminin odağında yer alan pek çok türün geleceğinin tehlike altında olduğu bu günlerde, hedef dışı gibi görünen ve ıskartaya ayrılan deniz ürünleri için bir pazar yaratmak, gıda sistemimizin verimliliğini arttırmaya yardımcı olurken aynı zamanda halihazırda avlanmış olan deniz mahsüllerinin de uygun şekilde değerlendirilerek tüketim ekonomisine kazandırılmasını sağlar.
Verimlilik kavramını yalnızca nihai sonuç olarak düşünmek yerine çok yönlü bir şekilde ele almalıyız. Avcılık için harcanan yakıttan balıkçılık aktivitesini gerçekleştiren personelin giderlerine, avlanan ürünlerin denize geri dökülmesi için geçen zamandan kıyıya yanaşıldığında soğuk transfere yüklenen ürünlerin miktarının taşıma maliyetine oranına kadar pek çok görünür ve görünmez basamak doğrudan verimliliği etkiler.
Öteki taraftan, şu anda ıskarta olarak tanımlanan bu deniz mahsüllerinin avcılığını dikkatlice yapmak ve sürdürülebilir şekilde devam ettirmek önemlidir. Halihazırda stok durumu kritik olan türler gibi kontrolsüz şekilde avcılığını yaparak bu türlerin üzerindeki stresi ve yükü arttırmamak için elimizden geleni yapmalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder