
Deniz ürünleri yemeklerinde karbon ayak izi., Çocuklara balık sevdirmenin yollarından birisi ne kadar “yeşil”?
Çocuklarımıza başta balık olmak üzere, deniz ürünlerini sevdirmek için özel bir yöntemle hazırlayıp kendine has bir teknikle pişirdiğimiz balık çubukları, çocuklarda gayet iyi iş görüyor olabilir fakat popüler olarak farklı restoranlarda farklı şekillerde servis edilen bu ürünler, balıkların yakalanmasından sonra gözden kaçırılamayacak kadar fazla yakalama-sonrası emisyonu üretiyor ve bu emisyonun ölçülmesine ihtiyaç var.
Biraz sarımsaklı sos ve ketçapla birlikte balık çubukları akşam yemeği için harika bir aperatif olarak görülebilir fakat, durumu biraz daha büyük ölçekte düşündüğümüzde, bu yemekler gezegen için gerçekten iyi mi?
Deniz ürünlerinin iklim üzerindeki etkileri konusunda yapılan yeni bir araştırma, Alaska mezgitinin balık çubuklarına, surimi etine ve filetoya işlenmesinin önemli ölçüde sera gazı emisyonu oluşturduğunu ortaya koyuyor.
Yakalama sonrasında yapılan ve deniz ürünlerine katma değer ekleyerek niteliklerini arttıran işleme, Santa Cruz'daki California Üniversitesi'ndeki araştırmacıların elde ettiği bulgulara göre, tipik olarak deniz ürünlerinin iklime olan etkisinin analizinin sona erdiği yer olan balıkçılık tarafından üretilen emisyonlardan neredeyse iki kat fazla emisyon üretiyor.
Gıda sektörünün ilkime olan etkilerini analiz etmek için kapsamlı yaklaşım
“Gıda sistemi, küresel sera gazı emisyonlarının önemli bir kaynağıdır ve Alaska mezgiti, dünyanın en büyük balıkçılıklarından biridir.” diyor Santa Cruz’da post doktora araştırmacısı Braendi McKuin ve ekliyor; “Bu bulgular, gıda sektörünün iklim etkilerini analiz etmek için kapsamlı bir yaklaşımın gerekliliğini vurgulamaktadır”.
McKuin, Elementa: Antroposen Bilimi dergisinde online olarak yayınlanan yeni bir makalenin baş yazarıdır. "Alaska mezgitinden dövülmüş ve galeta unlanmış filetolar ile yengeç aromalı çubuklarla iklim zorlaması" başlıklı yazı, deniz ürünleri tedarik zincirinin iklim etkisine ayrıntılı ve kapsamlı bir bakış atmaktadır.
“Alaska mezgiti, balık çubukları ve yengeç aromalı etler gibi ürünler yapmak için fileto ve kırpıntı parçaları olarak satılıyor,” dedi McKuin. “Bu büyük bir pazar”.
Alaska mezgiti ile ilişkili akış işleme faaliyetlerini büyük ölçüde gözden geçiren önceki çalışmaların aksine bu araştırma, tedarik zincirinin balıkçılıktan perakende vitrinine kadar tüm bileşenlerini inceledi. Sonuçlar deniz ürünleri endüstrisinin iklime olan etkilerini azaltma çabalarını yoğunlaştırabileceği "sıcak noktaları" belirledi.
Alaska mezgiti avcılığı: Göreceli olarak tasarruflu bir balıkçılık
Yazarlar, ihraç edilen su ürünlerinin okyanus ötesi nakliyesinin iklim etkilerini analiz etmiş ve çalışmaları, deniz ürünlerinin karbon ayak izindeki "kısa ömürlü" kirleticilerin iklim etkilerini dikkate alan ilk çalışmadır.
Alaska mezgitinin nispeten yakıt tasarruflu bir balıkçılık olduğu keşfedildi. Mezgitler teknelerin arkasından çekilen, her inişte çok fazla balık çeken ve balıkçılık sürecinin iklim etkisini azaltan orta su trolleri adı verilen büyük ağlarla yakalanıyor. Yakalamadan sonra balıklar işleme için sevk edilir ve bazı durumlarda yüksek miktarda kükürt parçacıkları üreten daha ucuz, düşük kaliteli olanlar da dâhil olmak üzere bol miktarda yakıt kullanan büyük konteyner gemilerine taşınır.
McKuin, gemi yakıtlarındaki sülfür oksitlerin iklimde soğutma etkisine sahip olduğunu kaydetti. "İhrâç edilen deniz ürünleri, yerli deniz ürünlerinden daha düşük bir iklim etkisine sahiptir." dedi. Daha temiz deniz yakıtları için yeni düzenlemeler yürürlüğe girdiğinden, deniz taşımacılığının iklim etkilerinin artık değişeceğini de sözlerine ekledi. McKuin, "Nakliye, iklim üzerinde büyük bir etkiye sahip ve, daha temiz yakıtlara geçiş, sülfür oksitlerin soğutma etkisini azaltacak ve deniz ürünleri de dâhil olmak üzere, okyanus ötesi nakliyesi yapılan ürünlerin iklim etkisini arttıracak." dedi.
Santa Cruz'da, çevre araştırmaları profesörü olan ortak yazar Elliot Campbell, gıda üretiminin iklim üzerindeki etkisini değerlendirmek için veriye dayalı yöntemlerin öncüsüdür.
"Bu çalışma tüm tedarik zincirini kapsayacak şekilde görüşümüzü genişletme ihtiyacını vurgulamaktadır." Dedi. "Sadece balık avına bakmak yeterli değil. Resim çok daha büyük ve çok daha karmaşık."
Seafood Watch gibi kuruluşlar, deniz ürünlerinin karbon ayak izini hesaplamak için araçlar geliştirdiler, ancak henüz işleme dâhil etmediler, diye ekledi McKuin; "Bu çalışma daha fazla veri eklediğinden, daha iyi bir araç oluşturabilirler."
Araştırma hakkında daha fazla bilgiye erişmek ve araştırmayı kaynağında görüntülemek için elementascience.org'u ziyaret edin.
sciencedaily.com'daki yazıdan Türkçe'ye çevrilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder