
Neden "sürdürülebilir balık" etiketine ihtiyacımız var?
Deniz yaşamı için şu anki en büyük tehdit aşırı avcılık ve dünya sularında yaşayan ticari değere sahip türlerin üçte biri tabiri caizse sömürülürken diğerleri de limitlere doğru yaklaşıyor. Öte yandan bu tehdite iklim değişikliği ve plastik kirliliği ekleniyor.
Her beş kişiden dördü sürdürülebilir kaynaklardan tedarik edilmiş su ürünlerini tüketmemiz konusunda hemfikir fakat sadece İngiltere'de, pazarda satılan balığın ne kadarının sürdürülebilir kaynaklardan tedarik edildiğine dair güvenilir bir veri yok fakat göstergeler tüketilen toplam su ürünlerinin içinde çok küçük bir azınlığın sürdürülebilir kaynaklardan geldiğine işaret ediyor.
Aşırı avcılığa katkıda bulunmaktan nasıl kaçınabiliriz?
Etik olarak yemek isteyen tüketiciler için basitten karmaşığa doğru bazı yöntemler var. Bunlar tüketmek istedikleri balıkla birlikte hileli olabilecek faturaları karşılaştırmak, ilkelerin belirlendiği kılavuzları incelemek, koalisyonların ve gönüllü uygulamaların oluşturduğu kodları öğrenmek ve sürdürülebilir balıkçılık yada sürdürülebilir av yöntemlerine atıfta bulunan etiketleri aramak gibi listelenebilir.
"Balıkların 'duyarlı' yada 'sürdürülebilir' olduğuna dair genel iddialarda bulunmayın" diye öneriyor Sustainable Fish Cities'de kampanya koordinatörü olan Ruth Westcott. "Deniz Koruma Derneği'nin yenebilir balık listyesine bakın yada MCS yad ASC'nin 'organik' işaretini arayın."
MCS ve MCS etiketleri nelerdir?
MCS; Marine Conservation Society - Deniz Koruma Topluluğu, düzenli bir şekilde güncellenen, yenilebilir balık türlerini 1'den 5'e kadar basit trafik lambasıyla işaretleyen İyi Balık Rehberi'ni yayınlar. Kırmızı ile işaretlenenler (5) tamamen kaçınılması gerekenleri, yeşille işaretlenenler (1 ve 2) sürdürülebilir stokları, amber rengi ile işaretlenenler (3 ve 4) ise potansiyel olarak problemli türleri işaret eder. 3 stok durumu fena olmayan fakat iyileştirmeye ihtiyaç duyulanları 4 ise alternatifinin aranması gereken stokları temsil eder.
Marine Stewardship Council - MSC, balıkçılık stoklarının incelenmesi, tedarikte kullanılan balıkçılık metodları ve doğadaki vahşi stokların izlenebilirliğine dayalı olarak bir etiket üzerinde mavi onay logosu sunmaktadır ve bu, etiketi taşıyan için sürdürülebilirlik için bir statüyü temsil etmektedir.
Tedarikçinin bu etiketi alması için bağımsız bir bağımsız bir denetimden geçmesi (ve denetim için ödeme yapması) gereklidir. İngiltere'de son tüketiciye su ürünleri sunan tedarikçilerin üçte biri yılda 1milyar sterlinlik bir işlem hacmini temsil eden MSC mavi etiketi taşımakta.
En iyi sistem bu mu?
Bazı uzmanlar türlerin ve balıkçıların MSC gibi derecelendirilmesinin çok genel olabileceğini söylüyor. Derecelendirme tüm alanı kapsarken bölge içindeki bazı gemiler diğerlerine göre daha sürdürülebilir şekilde faaliyet gösteriyor olabilir. İngiltere için, genellikle bazı türlere düşük puan veren önemli bir veri eksikliği var.
MSC derecelendirme sisteminin de sorunları var, örneğin 2017 yılında Kuzey Denizi'nden elde edilen morina (İngiltere'de satılan morina miktarının küçük bir kısmı olmasına rağmen tüketiciler arasında popüler bir balık) bir kez daha sürdürülebilirdi. Stoklar yaz aylarında avlandığında düşüşe geçtiğinde morinanın toplarlanma umudu da aynı hızla dibe vurdu. Ayrıca sertifikalı tedarikçilerin daha sonra kuralları kırdığına dair şikayetler de yok değil ki bu da sertifikalı tedarikçilerin daima faaliyetleri konusunda izlenmesi gerektiğini gösteriyor.
Pazarda ve restoranlarda bu etiketler kullanılıyor mu?
Pek çoğu, mavi etikete sahip ve doğadan avlanmış olan veya ASC yada organik etiketi taşıyan yetiştiricilik kökenli su ürünlerini sunuyor. Birleşik Krallık'ın büyük tedarikçilerinin önemli bir kısmı gönüllülerin davranış kurallarını düzenleyen, British Retail Consortium (BRC) tarafından desteklenen ve Client Earth STK'sı tarafından denetlenen "Sustainable Seafood Coalition - SSC - Sürdürülebilir Deniz Ürünleri Koalisyonu"na dahil oldu.
Fakat dikkat; SSC kodları sadece belli enlemlerde izinli. "'Duyarlı' ve 'sürdürlebilirlik' avlanmış ile pratikte kullanılan araçlarda fark var ve bu SSC etiketleme kodunda detaylandırılmış. Çoğu BRC üyesi, tüm deniz ürünlerinin "sorumlu yakalanmadığını", "sorumlu kaynaklandığını" iddia ediyor. Bunun temel sebeplerinden birisi de avcılığı tedarikçi balıkçılarının bazılarının henüz sorumlu bir şekilde yönetilememesi. Bu nedenle avlanmayı kendi sorumluğunda görmüyorlar fakat iddiada açıklanan "kaynak kullanımı" perakendeci davranışıyla ilgili.
Su ürünleri tüketicilerinin ve keyifli bir akşam yemeği için deniz ürünlerini tercih edenlerin küçük yazıları okuması gerekiyor ve restorandaki personelden konu hakkında bilgi almaları gerekiyor. Çevreye duyarlı şekilde su ürünleri tedarik ettiğini iddia eden satıcılar sattıkları ürünlerin kökeni, avlama metodu ve karaya çıkış noktası hakkında bilgi sahibi olmalıdır.
Neden derecelendirme sistemine ihtiyacımız var?
Avrupa Birliği karasuları içindeki balıkçılık politikaları birliğin ortak politikası çerçevesinde düzenlenmektedir ve kotalar türlerin sürdürülebilir şekilde kaldırabileceği sınırlar dahilinde belirlenmektedir. Bununla birlikte etik kurallar konusunda duyarlı olan tüketiciler rutin olarak dolaşan bilimsel tavsiyeler nedeniyle buna güvenemezler. Bakanlar, Brexit sonrasında İngiltere'nin balıkçılıkta sürdürülebilir yönergeleri izleyeceğine söz verdi fakat mevcut kota sisteminin kalması bekleniyor.
Stokların sürdürülebilir olduğu yerlerde avcılık yapılması durumunda bile, stoklara zarar veren uygulamalar halen yasal görünüyor. WWF'de deniz ürünleri politikaları konusunda yönetici olan Clarus Chu, tüketiciler için kendi rehberlerini yayınladıklarını belirtiyor. "Eğer doğru şekilde yönetilmezse solungaç ağları ve trol gibi ticari balıkçılık metodlarının deniz yaşamı üzerinde yıkıcı etkileri olabilir. Genellikle balıktan daha fazlasını yakalarlar; yunuslar, köpekbalıkları, kaplumbağalar ve balinaları da avlayabilirler."
Bu kuralları hatırlamak zor; daha kolay bir yolu var mı?
Uzmanlar Birleşik Krallık'ta tüketilen en popüler su ürünleri olan morina, mezgit, somon, ton ve karides üzerinde dayanılmaz ve gereksiz bir baskı yaratıldığını kabul ediyorlar. Farklı türdeki balıkları ve kabuklu su ürünlerini denemek ise sanılandan daha kolaydır. Örneğin Morina ailesinden polok ve barlam morina ile mezgitin yerine beyaz et kaynağı olarak düşünülebilir. Sardalya, uskumru ve ringa gibi balıklar da hayati önem taşıyan Omega 3 yönünden avantajlı iken kolay pişirilirler. Ama pazarda daha az görünen balıkları ararken bile tavsiyelerde çeşitlilikler görülebileceğini unutmayın. Örneğin Kuzeydoğu Atlantik'ten uskumrunun mavi etiketi 2019 yılının başında geri çekildi.
Etiketleme tüm bu karışıklığı çözebilecek mi?
Stratejik politika danışmanı olan Sue Davies, tüketicilerin basitleştirilmiş politikaları hak ettiklerini ve bu konuda hükümetlerin devreye girmesi gerektiğini savunuyor. "İnsanların pazardan aldıkları balıkların sürdürülebilir kaynaklardan gelip gelmediğini kontrol etmeleri hala çok zor." diyor. "Araştırmalarımız etiketlerin kafa karıştırıcı olabileceğini ve gıda şirketlerinin politikalarının değişken olabileceğini gösteriyor. Hükümet ulusal bir gıda stratejisi üzerinde çalışıyor ve bunun önemli bir kısmı da sürdürülebilir uygulamalar geliştirme ve sürdürülebilir, sağlıklı seçimlerin nasıl yapılacağına dair net bir tavsiye olmasını sağlamalı." diyor.
Şu an için satılan balığın büyük bir kısmının sürdürülebilir bir sertifikasyondan yoksun olması, ancak sürdürülemez kaynaklardan gelen balıkların raflardan tamamen çıkarılması durumunda tüketiciler için çözülebilir.
Wescott, "bakanlar isterlerse şu anda harekete geçebilirler" diyor ve ekliyor; "Hükümet, Birleşik Krallık balık stoklarına yardım etmeli ve değerlendirmeler yaparak, kotaları yeniden ayarlayarak stokların sürdürülebilirliğini sağlamak için yasal bağlayıcı gereksinimleri tanımlamalı. Bu eylemlerin hiç biri Brexit'e veya Avrupa Birliği ile olan ilişkilere bağlı değil."
theguardian.com'daki makaleden aslına sadık kalınarak Türkçe'ye çeviri ve adaptasyon yapılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder