
Dünyanın bir çok alanında doğa mevsimselliği bir şeklde izler. Bu farklı cinsteki hayvanların hem fizyolojisini hem de davranışlarını etkiler. Bir çok balık türü poikilotermiktir yani ortamdaki sıcaklık değişiklikleri vücudun iç sıcaklığını doğrudan etkiler.
Mevsimsel değişikliklerde bu bağımlılık, zaman zaman kısa süre içinde çevresel sıcaklıklarda dalgalanlara neden olduğunda doğada yaşayan balıklarda yada yetiştiricilik tesislerinde olanlarda ciddi etkilere neden olmakta.
Sıcaklık ile metabolizma bağlantısı
Vücut sıcaklığındaki değişikliklerin balık metabolizmasının hızı ve etkinliği üzerinde belirgin bir etkisi vardır. Dolayısıyla balıkların metabolizması daha yüksek sıcaklıklarda hızlanır ve düçük sıcaklıklarda ise yavaşlar. Sonuç olarak, yem alımının yanı sıra besinin besin sindirilebilirliği ve besinin besin kullanımı da sıcaklıkla değişir.
Mevsim kıştan ilkbahara döndüğünde su sıcaklığı pek çok balık türünü etkileyecek şekilde çok hızlı bir şekilde değişir. Bu dönem balık yetiştiriciliğinde en hassas dönem olarak kabul edilir. Sıcaklıktaki ani artış balıkların metabolizmasını ve bağışıklık sistemini etkiler. Çoğu zaman balıkların yeni ortam koşullarına uyum sağlamaya çalışırken gösterdiği belirtiler arasında iştahsızlık, apati ve cilt üzerindeki lezyonlar sayılabilir.
Sonuç olarak değişen sıcaklıklara bağlı olarak büyüme performansları düşen balıklar yetiştiriciler için daha az kârlı hale gelir. Bu ,belsenme yoğunluğu arttıkça kıştan ilkbahara geçişte değişen çiftlik operasyonlarıyla çelişmektedir.
Sıcaklık artışı metabolizmayı hızlandırır
Su sıcaklığı yükseldikçe balıklar sudaki oksijeni daha az kapasitede alabilir çünkü oksijen çözünürlüğü suyun sıcaklığı yükseldikçe azalır. Oksijen alınabilirliği özellikle yavru balıklar için çok önemlidir, çünkü küçük balıklar oksijen yetersizliğine karşı daha duyarlıdır.
Doğaları gereği balıklar bu durumla başa çıkmak için sudaki oksijeni kullanmada yüksek yeteneğe sahiptir. Bu nedenle özellikle oksijen kaynağı sınırlı olduğunda su sıcaklığındaki artış balık yetiştiriciliği çiftlikleri için önemli bir stres faktörü haline gelebilir. Fiziksel olarak balıklar, artan solunum hızları ve kanlarında yükselen stres hormonu seviyesiyle ani sıcaklık değişimlerine adapte olmaya çalışır.
Bu nedenle, yemlerde belirli besin hammaddelerini kullanarak balıkların bu stresli dönemlerinde onları desteklemek son derece önemlidir. Çoğu hayvan C vitaminini sentezleyebilir fakat çoğu balık sentezleyemez. Fizyolojik olarak C vitamini kolajenin öncüsüdür ve bağ dokusunun oluşumu, yaraların onarılması ve kemik matrisi için gereklidir. Aynı zamanda demir emilimini kolaylaştırır ve dokuları oksidatif hasardan korur. Bir çok balık türünde, yüksek C vitamini konsantrasyonu nedeniyle artan bir bağışıklık belgelenmiştir.
Yemlerin içine dahil edilmiş ekstra bir C vitamini konsantrasyonu, kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna katkı sağlar ve kolajen üretimini teşvik eder. Böylece balıkların mevsim geçişlerindeki oksijen alımlarını kolaylaştırır ve sıcaklık değişimleri sırasında gözlenen deri lezyonlarının iyileşmesini destekler. Sonuç olarak daha kolay bir kış - ilkbahar geçişi sağlanmış olurken aynı zamanda hastalıklara bağlı ölüm oranında da azalma sağlanmış olur.
theaquaculturist.blogspot.com kaynağındaki yazıdan Türkçe'ye adapte edilmiştir.
Mevsimsel değişikliklerde bu bağımlılık, zaman zaman kısa süre içinde çevresel sıcaklıklarda dalgalanlara neden olduğunda doğada yaşayan balıklarda yada yetiştiricilik tesislerinde olanlarda ciddi etkilere neden olmakta.
Sıcaklık ile metabolizma bağlantısı
Vücut sıcaklığındaki değişikliklerin balık metabolizmasının hızı ve etkinliği üzerinde belirgin bir etkisi vardır. Dolayısıyla balıkların metabolizması daha yüksek sıcaklıklarda hızlanır ve düçük sıcaklıklarda ise yavaşlar. Sonuç olarak, yem alımının yanı sıra besinin besin sindirilebilirliği ve besinin besin kullanımı da sıcaklıkla değişir.
Mevsim kıştan ilkbahara döndüğünde su sıcaklığı pek çok balık türünü etkileyecek şekilde çok hızlı bir şekilde değişir. Bu dönem balık yetiştiriciliğinde en hassas dönem olarak kabul edilir. Sıcaklıktaki ani artış balıkların metabolizmasını ve bağışıklık sistemini etkiler. Çoğu zaman balıkların yeni ortam koşullarına uyum sağlamaya çalışırken gösterdiği belirtiler arasında iştahsızlık, apati ve cilt üzerindeki lezyonlar sayılabilir.
Sonuç olarak değişen sıcaklıklara bağlı olarak büyüme performansları düşen balıklar yetiştiriciler için daha az kârlı hale gelir. Bu ,belsenme yoğunluğu arttıkça kıştan ilkbahara geçişte değişen çiftlik operasyonlarıyla çelişmektedir.
Sıcaklık artışı metabolizmayı hızlandırır
Su sıcaklığı yükseldikçe balıklar sudaki oksijeni daha az kapasitede alabilir çünkü oksijen çözünürlüğü suyun sıcaklığı yükseldikçe azalır. Oksijen alınabilirliği özellikle yavru balıklar için çok önemlidir, çünkü küçük balıklar oksijen yetersizliğine karşı daha duyarlıdır.
Doğaları gereği balıklar bu durumla başa çıkmak için sudaki oksijeni kullanmada yüksek yeteneğe sahiptir. Bu nedenle özellikle oksijen kaynağı sınırlı olduğunda su sıcaklığındaki artış balık yetiştiriciliği çiftlikleri için önemli bir stres faktörü haline gelebilir. Fiziksel olarak balıklar, artan solunum hızları ve kanlarında yükselen stres hormonu seviyesiyle ani sıcaklık değişimlerine adapte olmaya çalışır.
Bu nedenle, yemlerde belirli besin hammaddelerini kullanarak balıkların bu stresli dönemlerinde onları desteklemek son derece önemlidir. Çoğu hayvan C vitaminini sentezleyebilir fakat çoğu balık sentezleyemez. Fizyolojik olarak C vitamini kolajenin öncüsüdür ve bağ dokusunun oluşumu, yaraların onarılması ve kemik matrisi için gereklidir. Aynı zamanda demir emilimini kolaylaştırır ve dokuları oksidatif hasardan korur. Bir çok balık türünde, yüksek C vitamini konsantrasyonu nedeniyle artan bir bağışıklık belgelenmiştir.
Yemlerin içine dahil edilmiş ekstra bir C vitamini konsantrasyonu, kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna katkı sağlar ve kolajen üretimini teşvik eder. Böylece balıkların mevsim geçişlerindeki oksijen alımlarını kolaylaştırır ve sıcaklık değişimleri sırasında gözlenen deri lezyonlarının iyileşmesini destekler. Sonuç olarak daha kolay bir kış - ilkbahar geçişi sağlanmış olurken aynı zamanda hastalıklara bağlı ölüm oranında da azalma sağlanmış olur.
theaquaculturist.blogspot.com kaynağındaki yazıdan Türkçe'ye adapte edilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder