Niels Alsted, Danimarkalı bir balık yemi üreticisi olan BioMar'dan henüz emekli olmuş ve su ürünleri sektöründe 45 yıl geçirmiş bir profesyonel. 1974 yılında küçük bir alabalık tesisinde başlayan uzun kariyeri hakkında FeedNavigator'e konuştu.
Meslektaşları tarafından "Mr. Aquaculture" olarak adlandırılan Aslted, BioMar'da Ar-Ge , gıda güvenliği ve kurumsal iletişim alanlarında çalıştı. Ayrıca Şili ve Çin'deki yeni pazarı açan yönetim takımındaydı ve bu sürece katkıda bulundu.
Su ürünleri sektörünün Norveç'teki ilk zamanları...
Önce, neden balık yetiştiriciliğine ilgi duyduğu konusuna Alsted şöyle yanıt veriyor; "açık havada çalışma fikrini gerçekten sevdim, balıkların yumurtadan yumurtlamaya kadar olan yaşam döngüsü ilgimi çekiyordu.
3 yıl Danimarka'daki alabalık çiftliğinde çalıştıktan sonra kendine akademik bir rota çizdi;
"Danimarka'dayken, 1977'de, balık yetiştiriciliği oldukça karlıydı ve bir balık çiftliği almaya param yetmezdi, bu hedefe ulaşamazdım. Bunun üzerine alternatifler bakmaya ve bu alanda eğitim alabileceğim yerler araştırdım. Kanada'ya, Fransa'ya ve sonunda da Norveç'e baktım.
Tromsö Üniversitesi balıkçılıkla ilgili 18 aylık bir deneyim istiyordu dersleri alabimek için. Yine 1977 yılına dönecek olursak, Norveç'teki su ürünleri yetiştiriciliği çok küçük bir alana odaklanmıştı ve benim su ürünleri yetiştiriciliği geçmişim yeterli değildi, ayrıca insanlar su ürünleri yetiştiriciliğinin bir sektör olarak devam edeceğine ikna olmadılar.Bu derslere katılmak için bir fesih yapmak zorunda kaldım. Norveç'teki su ürünleri sektörüne geri dönüşlere baktığımızda, işlerin nasıl geliştiğini görmek son derece eğlendirici.
1982 yılında alanında kalifiye olduktan sonra tekrar Danimarka'ya döndü ve bir kaç yıl süresince Danimarka balıkçılık bakanlığının himayesinde yer alan bir enstitüde çalıştı ve orada balık yemi kalite parametrelerini iyleştirmek üzerine çalışan bir departmanı yönetti.
"Bu benim için çok değerliydi. Enstitüde pilot ölçekte bir üretim tesisimiz vardı ve işlemenin balık yemine nasıl etki ettiğine bakardık. Aynı zamanda Aalborg Üniversitesi'nde öğrencilere balıklar hakkında ders verirdim."
Ürettiği balık yeminin gelişiminin tüm aşamalarını endüstride geçirdiği zaman boyunca gördü;
"1974 yılında su ürünleri yetiştiriciliğine başladığımda balıkları çiğ başka balıklarla beslerdik. 1977'de Norveç'e gitmek üzere Danimarka'dan ayrıldığımda pelet üretimi için ilk girişimler başladı. Nemli topaklar kullandığımız bir dönem vardı fakat bu mikrobiyolojik açıdan insanların kaldıramadığı bir felaketti. Daha sonra topak haline getirilmiş yem kullanılmaya başlandı ve 1990'larda sektörü domine eden ekstrüzyon yaygınlaşmaya başladı. Bu elbette ki bugün kullandığımız metodla aynı."
Niels Alsted aynı zamanda 1970'lerin sonundan bugüne kadar balık üretimi metodlarının ilerleyişine de tanık oldu. 1980'lerin sonunda ve 1990'ların başındayılan balığı üretimi süreci ile resirkülasyon sistemlerinin başladığını belirtiyor.
"Yılan balığı yetiştiriciliği için sıcaklığı yüksek tutmalısınız. Yılan balıklarının büyümesi için 25 dereceden fazlasına ihtiyacınız var. O suyu içindeki tüm enerjiyle birlikte dökemezdiniz. Tekrar dönüştürmeniz gerekliydi bu da geri dönüşümlü sistemlerin ortaya çıkışı. Geri dönüşümlü sistem daha sonra başka türlerle de kullanılıdı fakat uzun yıllar boyunca yalnızca yılan balıklarıyla kullanıldı.
Meslektaşları tarafından "Mr. Aquaculture" olarak adlandırılan Aslted, BioMar'da Ar-Ge , gıda güvenliği ve kurumsal iletişim alanlarında çalıştı. Ayrıca Şili ve Çin'deki yeni pazarı açan yönetim takımındaydı ve bu sürece katkıda bulundu.
Su ürünleri sektörünün Norveç'teki ilk zamanları...
Önce, neden balık yetiştiriciliğine ilgi duyduğu konusuna Alsted şöyle yanıt veriyor; "açık havada çalışma fikrini gerçekten sevdim, balıkların yumurtadan yumurtlamaya kadar olan yaşam döngüsü ilgimi çekiyordu.
3 yıl Danimarka'daki alabalık çiftliğinde çalıştıktan sonra kendine akademik bir rota çizdi;
"Danimarka'dayken, 1977'de, balık yetiştiriciliği oldukça karlıydı ve bir balık çiftliği almaya param yetmezdi, bu hedefe ulaşamazdım. Bunun üzerine alternatifler bakmaya ve bu alanda eğitim alabileceğim yerler araştırdım. Kanada'ya, Fransa'ya ve sonunda da Norveç'e baktım.
Tromsö Üniversitesi balıkçılıkla ilgili 18 aylık bir deneyim istiyordu dersleri alabimek için. Yine 1977 yılına dönecek olursak, Norveç'teki su ürünleri yetiştiriciliği çok küçük bir alana odaklanmıştı ve benim su ürünleri yetiştiriciliği geçmişim yeterli değildi, ayrıca insanlar su ürünleri yetiştiriciliğinin bir sektör olarak devam edeceğine ikna olmadılar.Bu derslere katılmak için bir fesih yapmak zorunda kaldım. Norveç'teki su ürünleri sektörüne geri dönüşlere baktığımızda, işlerin nasıl geliştiğini görmek son derece eğlendirici.
1982 yılında alanında kalifiye olduktan sonra tekrar Danimarka'ya döndü ve bir kaç yıl süresince Danimarka balıkçılık bakanlığının himayesinde yer alan bir enstitüde çalıştı ve orada balık yemi kalite parametrelerini iyleştirmek üzerine çalışan bir departmanı yönetti.
"Bu benim için çok değerliydi. Enstitüde pilot ölçekte bir üretim tesisimiz vardı ve işlemenin balık yemine nasıl etki ettiğine bakardık. Aynı zamanda Aalborg Üniversitesi'nde öğrencilere balıklar hakkında ders verirdim."
Ürettiği balık yeminin gelişiminin tüm aşamalarını endüstride geçirdiği zaman boyunca gördü;
"1974 yılında su ürünleri yetiştiriciliğine başladığımda balıkları çiğ başka balıklarla beslerdik. 1977'de Norveç'e gitmek üzere Danimarka'dan ayrıldığımda pelet üretimi için ilk girişimler başladı. Nemli topaklar kullandığımız bir dönem vardı fakat bu mikrobiyolojik açıdan insanların kaldıramadığı bir felaketti. Daha sonra topak haline getirilmiş yem kullanılmaya başlandı ve 1990'larda sektörü domine eden ekstrüzyon yaygınlaşmaya başladı. Bu elbette ki bugün kullandığımız metodla aynı."
Niels Alsted aynı zamanda 1970'lerin sonundan bugüne kadar balık üretimi metodlarının ilerleyişine de tanık oldu. 1980'lerin sonunda ve 1990'ların başındayılan balığı üretimi süreci ile resirkülasyon sistemlerinin başladığını belirtiyor.
"Yılan balığı yetiştiriciliği için sıcaklığı yüksek tutmalısınız. Yılan balıklarının büyümesi için 25 dereceden fazlasına ihtiyacınız var. O suyu içindeki tüm enerjiyle birlikte dökemezdiniz. Tekrar dönüştürmeniz gerekliydi bu da geri dönüşümlü sistemlerin ortaya çıkışı. Geri dönüşümlü sistem daha sonra başka türlerle de kullanılıdı fakat uzun yıllar boyunca yalnızca yılan balıklarıyla kullanıldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder