
Lüks tüketim segmentinde özellikle oldukça büyük bir pazar payına sahip olan istiridyelerin yetiştiriciliğine yapılan yatırımlar sayesinde istiridye yetiştiriciliği sektörü günden güne daha iyi yerlere geliyor. Beslenme amaçlı olarak yetiştirilmelerinin yanı sıra su temizliği için de iyi bir tür olarak değerlendirilen istiridyelerin doğal ortamdaki sağlıklarını korumak için sürdürülen araştırmalar neticesinde, istiridye çiftliklerinin doğal yaşamdaki istiridyelerin sağlıklarını da iyileştirdiği sonucuna ulaşıldı.
Virginia Deniz Bilimleri Enstitüsü'nde (VIMS) profesör olan Dr. Ryan Carnegie, Rhode Island Üniversitesi'nden yazar Dr. Tal Ben-Horin liderliğindeki yapılan yeni bir çalışma, yetiştiricilik sistemlerine alınmış olan istiridyelerin, istiridyeleri hasta eden parazitleri barındıran suyu doğal yaşamda olan istiridyelere ulaşmadan önce filtreleyebildiğini gösteriyor. Araştırmayı yürüten Carnegie'ye göre yetiştiricilik sisteminde yer alan istiridyeler bir "batmış ağ" gibi davranıyor ve parazit olarak tanımlanan canlılarla besleniyor.
İstiridyeler bu konuda bilhassa iyiler, çünkü hastalıklara karşı dirençliler ve doğal ortamdaki istiridyeler esasında enfekte olmuş yabani istiridyelerden daha uzağa yerleşmiş konumdalar. Bununla birlikte yetiştiricilikteki istiridyeler daha çabuk hasat edildiklerinden içinde bulundukları su ortamından fazla etkilenmiyor, dolayısıyla içlerinde çok enfekte olmuş materyal yer almıyor.
Carnegie, Ben-Horin ve takımındaki diğer araştırmacılar, doğal ortamda yetişen ve yetiştiricilik yoluyla elde edilmiş istiridyelerde sık sık görülen Dermo hastalığı arasındaki ilişkiyi araştırmak için önceki çalışmalardan ve matematiksel modellerden gelen verileri kullandılar.
Uzmanlar, Dermo hastalığı ile enfekte olarak ölmüş olan istiridyelerin diğer istiridyelere hastalığı bulaştırabileceğini ve hastalığın bulaştığı istiridyenin ölümünün bir kaç yılı bulabileceğini söylüyor. İstiridyeler, hastalığa neden olan parazitleri filtreleyebilecek kadar uzun fakat parazitlerin gelişip çoğalarak doğal ortamdaki istiridyeleri tehdit edemeyecek kadar kısa süreliğine yerleştirildikleri sürece, istiridye yetiştiriciliği, doğada yaşayan istiridyelerin bu hastalıktan etkilenme ihtimalini düşürebilir.
Araştırma enstitüsü tarafından yürütülen bu araştırma aynı zamanda daha önce yaygın olarak inanılan ve yetiştiricilik yoluyla elde edilmiş istiridyelerin doğal ortamda yaşayan istiridyelere hastalığı bulaştırdığı görşünün doğru olmadığını da göstermekte.
chesapeakebaymagazine.com'da yayınlanan haberden Türkçe'ye adapte edilmiştir.
Virginia Deniz Bilimleri Enstitüsü'nde (VIMS) profesör olan Dr. Ryan Carnegie, Rhode Island Üniversitesi'nden yazar Dr. Tal Ben-Horin liderliğindeki yapılan yeni bir çalışma, yetiştiricilik sistemlerine alınmış olan istiridyelerin, istiridyeleri hasta eden parazitleri barındıran suyu doğal yaşamda olan istiridyelere ulaşmadan önce filtreleyebildiğini gösteriyor. Araştırmayı yürüten Carnegie'ye göre yetiştiricilik sisteminde yer alan istiridyeler bir "batmış ağ" gibi davranıyor ve parazit olarak tanımlanan canlılarla besleniyor.
İstiridyeler bu konuda bilhassa iyiler, çünkü hastalıklara karşı dirençliler ve doğal ortamdaki istiridyeler esasında enfekte olmuş yabani istiridyelerden daha uzağa yerleşmiş konumdalar. Bununla birlikte yetiştiricilikteki istiridyeler daha çabuk hasat edildiklerinden içinde bulundukları su ortamından fazla etkilenmiyor, dolayısıyla içlerinde çok enfekte olmuş materyal yer almıyor.
Carnegie, Ben-Horin ve takımındaki diğer araştırmacılar, doğal ortamda yetişen ve yetiştiricilik yoluyla elde edilmiş istiridyelerde sık sık görülen Dermo hastalığı arasındaki ilişkiyi araştırmak için önceki çalışmalardan ve matematiksel modellerden gelen verileri kullandılar.
Uzmanlar, Dermo hastalığı ile enfekte olarak ölmüş olan istiridyelerin diğer istiridyelere hastalığı bulaştırabileceğini ve hastalığın bulaştığı istiridyenin ölümünün bir kaç yılı bulabileceğini söylüyor. İstiridyeler, hastalığa neden olan parazitleri filtreleyebilecek kadar uzun fakat parazitlerin gelişip çoğalarak doğal ortamdaki istiridyeleri tehdit edemeyecek kadar kısa süreliğine yerleştirildikleri sürece, istiridye yetiştiriciliği, doğada yaşayan istiridyelerin bu hastalıktan etkilenme ihtimalini düşürebilir.
Araştırma enstitüsü tarafından yürütülen bu araştırma aynı zamanda daha önce yaygın olarak inanılan ve yetiştiricilik yoluyla elde edilmiş istiridyelerin doğal ortamda yaşayan istiridyelere hastalığı bulaştırdığı görşünün doğru olmadığını da göstermekte.
chesapeakebaymagazine.com'da yayınlanan haberden Türkçe'ye adapte edilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder