Çevresel şartların etkisiyle dolmaya başlayan göller, bir süre sonra çeşitli böceklerin ve sineklerin üremeleri için uygun koşulları sağlamaya daha da elverişli oluyor ve bu tür su birikintilerinin olduğu yerlerde, başta sivrisinek olmak üzere pek çok canlının popülasyonunda ciddi artışlar gözleniyor.
Üreme ve çoğalma içgüdüsü, doğal ekosistemin önemli ve vazgeçilmez bir parçası olsa da, bu gerçek bazen başka canlıların yaşam alanlarını tehdit eder hale geliyor. İşte bu aşamada, özellikle sivrisinek gibi türlerin sulara bıraktıkları yumurtalardan doğal bir şekilde kurtulmak için bazı balıklar devreye giriyor.
Böcek larvaları ve yumurtaları, herhangi bir suda yaşayan her balık için potansiyel bir besin kaynağı olmakla birlikte, özellikle bir balık bunlarla özel olarak ilgileniyor: Gambusia affinis.
Dünya çapında sivrisinek balığı olarak bilinen ve Amerika kökenli olan G. affinis'in ekosistem içindeki doğal besinini, sivrisineklerin su yüzeyine bıraktığı ve içinde larvalar olan yumurtalar oluşturur. Sivrisineklerin yoğun olarak üreme eğilimi gösterdiği durgun sulardaki sivrisinek mücadelesi için aktif olarak kullanılıyor. Sivrisineklerin aktif sıtma vektörü olduğunu düşünürsek, kontrol altında tutulduğu sürece sivrisinek balığının ekosistem içindeki yeri önemli görünüyor.

Sivrisinek balığı, çok farklı su koşullarını tolere edebilen, farklı sıcaklıklar ve pH derecelerinde yaşayabilen dayanıklı bir balıktır. İlk bakışta kuzenleri Lepistes balıklarına benzedikleri düşünülse de lepistesler gibi gösterişli renklere ve desenli kuyruklara sahip değildirler. Ağızları, su yüzeyinin hemen altında yer alan larvaları daha rahat yiyebilmek için yukarı doğru dönük şekilde (mandibular) evrimleşmiştir. Doğadaki pek çok türde görüldüğü gibi erkekleri dişilerinden daha küçüktür ve sürü halinde yaşama alışkanlıkları vardır.
Yaşam alanlarına yakın yerlerdeki göllerdeki sivrisinek mücadelesinde önemli bir rol oynasa da, G. affinis'in yayılımına dikkat edilmesi gerekir. Çünkü belirli bir su kütlesine adapte olduktan sonra, orada kolayıkla ürerler ve bu, bazen balığın popülasyonunun içinde yaşadığı çevrede baskın olmasına neden olabilir. Uygun koşullarda, balıklar 20 - 25 günde bir yavrulayabilirler. Loş ortamları severler. Özellikle Marmara bölgesinin Sakarya bölümüne özgü bir balık olan Aphanius villwocki'nin soyunun tehlikeye girmesinde sivrisinek balığının etkisinin olduğu düşünülmekedir.
Balığın bilinçsizce göllere aşılanmasının ardından artan popülasyon, besin olarak sadece sivrisineklerin değil göldeki diğer balıkların yumurtalarını da tüketmeye başlamış, böylece sivrisinek balığı göllerde baskın tür haline gelmeye başlamıştır.
Yavrularını canlı doğururlar ve dişilerin doğurduğu yavruları onları yeme eğilimi gösterirler. Genel halleri agresiftir ve bir arada yaşadıkları diğer türler üzerinde baskın olma eğilimleri vardır.
Üreme ve çoğalma içgüdüsü, doğal ekosistemin önemli ve vazgeçilmez bir parçası olsa da, bu gerçek bazen başka canlıların yaşam alanlarını tehdit eder hale geliyor. İşte bu aşamada, özellikle sivrisinek gibi türlerin sulara bıraktıkları yumurtalardan doğal bir şekilde kurtulmak için bazı balıklar devreye giriyor.
Böcek larvaları ve yumurtaları, herhangi bir suda yaşayan her balık için potansiyel bir besin kaynağı olmakla birlikte, özellikle bir balık bunlarla özel olarak ilgileniyor: Gambusia affinis.
Dünya çapında sivrisinek balığı olarak bilinen ve Amerika kökenli olan G. affinis'in ekosistem içindeki doğal besinini, sivrisineklerin su yüzeyine bıraktığı ve içinde larvalar olan yumurtalar oluşturur. Sivrisineklerin yoğun olarak üreme eğilimi gösterdiği durgun sulardaki sivrisinek mücadelesi için aktif olarak kullanılıyor. Sivrisineklerin aktif sıtma vektörü olduğunu düşünürsek, kontrol altında tutulduğu sürece sivrisinek balığının ekosistem içindeki yeri önemli görünüyor.

Sivrisinek balığı, çok farklı su koşullarını tolere edebilen, farklı sıcaklıklar ve pH derecelerinde yaşayabilen dayanıklı bir balıktır. İlk bakışta kuzenleri Lepistes balıklarına benzedikleri düşünülse de lepistesler gibi gösterişli renklere ve desenli kuyruklara sahip değildirler. Ağızları, su yüzeyinin hemen altında yer alan larvaları daha rahat yiyebilmek için yukarı doğru dönük şekilde (mandibular) evrimleşmiştir. Doğadaki pek çok türde görüldüğü gibi erkekleri dişilerinden daha küçüktür ve sürü halinde yaşama alışkanlıkları vardır.
Yaşam alanlarına yakın yerlerdeki göllerdeki sivrisinek mücadelesinde önemli bir rol oynasa da, G. affinis'in yayılımına dikkat edilmesi gerekir. Çünkü belirli bir su kütlesine adapte olduktan sonra, orada kolayıkla ürerler ve bu, bazen balığın popülasyonunun içinde yaşadığı çevrede baskın olmasına neden olabilir. Uygun koşullarda, balıklar 20 - 25 günde bir yavrulayabilirler. Loş ortamları severler. Özellikle Marmara bölgesinin Sakarya bölümüne özgü bir balık olan Aphanius villwocki'nin soyunun tehlikeye girmesinde sivrisinek balığının etkisinin olduğu düşünülmekedir.
Balığın bilinçsizce göllere aşılanmasının ardından artan popülasyon, besin olarak sadece sivrisineklerin değil göldeki diğer balıkların yumurtalarını da tüketmeye başlamış, böylece sivrisinek balığı göllerde baskın tür haline gelmeye başlamıştır.
Yavrularını canlı doğururlar ve dişilerin doğurduğu yavruları onları yeme eğilimi gösterirler. Genel halleri agresiftir ve bir arada yaşadıkları diğer türler üzerinde baskın olma eğilimleri vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder